'Ya kamulaştırsınlar, ya da onarım için destek versinler'
Padişah Hamamı olarak bilinen ve Sultan II. Murat tarafından yaptırılan Tarihi Tahtakale hamamı mirasçılarından Ömer Yıldırım, ' Ekonomik nedenlerden dolayı restorasyon yaptıramıyoruz. Devlet ya kamulaştırsın, ya da restorasyon için destek versinler. Burada Hamam Kültürünü yaşatalım' dedi.
Edirne'nin en öneli tarihi eserlerinden birisi olan ve Padişah Sultan II.Murat tarafından yaptırıldığı için Padişah Hamamı olarak bilinen Tahtakale Hamamının mirasçılarından Ömer Yıldırım, hamamın her geçen gün yıkıldığını, kubbelerin yakın bir zaman içinde çökeceğini belirterek, hamamın Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılmasını veya restorasyon konusunda destek verilmesini istedi. Hamamın restorasyonun yapılması konusunda destek verilmesi halinde burasını yeniden Hamam Kültürünün yaşadığı bir yer halinde getireceklerini belirten Yıldırım, daha önce Anıtlar Kurulundan alınan yazıda kamulaştırma konusunun gündeme geldiğini söyledi.
“TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK HAMAMIDIR”
Hamam ile ilgili açıklama yapan Ömer Yıldırım, “ Gazetenizde çıkan Tahtakale Hamamı'yla ilgili haberiniz üzerine kamuoyunu konuyla ilgili bilgilendirmek isterim. Bahse konu Tahtakale Hamamı, Haberinizde de belirttiğiniz gibi Edirne ve Türkiye'nin en büyük hamamıdır. 1976'yılında ailemiz tarafından 40 Milyon TL bedelle satın alınmıştır. Ailemiz tarafından, iki sefer koruma amaçlı Restorasyon yapılmıştır. İlki 1978-1981 yılları arasında VGM kontrolünde yapılmış olup toplam 32'Milyon TL bedel ödenmiştir. İkincisi 1989-1990 yılları arasında yıkılmak üzere olan ana kubbe restorasyonudur. Bunun için ailemiz yaklaşık 300'milyon TL'lik bir restorasyon çalışması yapmıştır. Yapılan bu çalışmalarda hiçbir kurum veya kuruluştan destek alınmamıştır. Hepimizin malumu olduğu gibi bu tür tarihi eserlerin sürekli bakım ve onarıma ihtiyacı vardır. Geçmiş dönemlerde bu işlemleri elimizden geldiğince yapmaya çalıştık. Ekonomik şartların zorlaşması sonrası, bu işlemleri yapmakta zorlanmaya başladık. Ayrıca aile büyüklerimizin vefatları sonucunda hak sahibi sayıları çoğaldı. Şu anda 25 hak sahibi vardır ve ekonomik olarak birleşerek bir bakım onarım yapma gücü kalmamıştır. Hal böyle olunca bizler 2001 yılında Anıtlar Kurulu'na konuyla ilgili başvurumuzu yaptık. Kurul kararında hamamın VGM tarafından kamulaştırılması günden geldi. VGM nezdinde girişimde bulunuldu ama herhangi bir netice alamadık. Geçmiş dönem Valilerinden Sn. Hasan Duruer'den konuyla ilgili yardım talep ettik. Konuyla ilgilendi, inceletti ve Kültür Bakanlığından yetkilileri bilgilendirdi. Müzeler Genel Müdürünü konuyla ilgili olarak Edirne'ye davet etti. Genel Müdür ile yaptığımız görüşmede hamam ile ilgili kamulaştırma değil, restorasyon ile ilgili kurumunun yardımı olabileceğini ve ilimizdeki Kültür Müdürlüğü ile görüşmem önerildi. Yaptığım görüşmelerde sadece proje yardımı yapılacağı ve bunun da 90.000'TL olduğu belirtildi. Ama sadece proje bedeli 700.000'TL tutmaktadır. Proje sonrası onarım konusunda bakanlığın bir katkısı olmayacağı bilgisi verildi.
2863 sayılı kanunun 12.maddesi gereği kültür bakanlığının kişisel mülkiyette dahi olsa bu tip Kültür Varlıklarına aynı maddi ve teknik yardım yapmakla sorumludur. Fakat Bizler tüm girişimlere rağmen bu konuda hiçbir yardım alamadık.
2015 yılında Kültür Bakanlığı nezdinde tekrar girişimde bulunuldu. Konu incelendi ve geçmişi vakıf olduğundan VGM'nin ilgilenmesi ile ilgili Bakanlık kararı VGM'ye iletildi. Aradan geçen 3 yıla rağmen o arada bir sonuç alınamadı. Bizlerin proje bedeli 700.000'TL olan, tadilat ve restorasyon masrafı yaklaşık 4 milyon TL'yi bulan bir girişimde bulunma şansımız ekonomik olarak yoktur. Bu günde eserin bu halde kalmasından en fazla biz üzülmekteyiz. Ama çözümde bulamamaktayız. Böylesine önemli abidenin bir anıt eserin, bir an evvel onarılması ve tekrar kültür hayatına katılması ve Edirne turizmine katma değer oluşturması en büyük arzumuzdur. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde bu tip anıt eserler ile ilgili kamunun çalışmalarını takip etmekteyiz. Örneğin Bursa'daki Tarihi hamamların büyük bölümü Bursa Büyükşehir Belediyesi ve valilik kanalıyla kamulaştırılmış ve de onarımları yapılarak halkın hizmetine sunulmuştur. Bunların bazıları Kültür Merkezi yapılırken, bazıları ise ihtiyaca göre tekrar hamam olarak kullanılmaktadır. Edirne Şehrimizdeki bir anıt eser de bu şekilde değerlendirilebilir. Basından takip ettiğimizde Gazimihal Hamamı ile ilgili bir müze oluşturulması çalışması var. Lokasyon ve görsel açıdan şehir görselliğinde Tahtakale Hamamı da bu açıdan da değerlendirilebilir.” Dedi.
EDİRNE TAHTAKALE HAMAMI
Edirne, Tahtakale Mahallesi'nde, Saraçlar Caddesi'nde ve Ali Paşa Çarşısı'nın karşısında bulunan Tahtakale Hamamını Sultan II.Murat, Darülhadis Camisi'ne vakıf olarak 1434- 1435'de yaptırmıştır. Günümüze oldukça iyi bir durumda gelen bu hamam aynı zamanda Edirne'nin en büyük hamamıdır. Camekanlı kâğir çifte hamam plan düzeninde yapılan hamamın erkekler bölümü kadınlar bölümüne göre daha büyüktür. Yapı tekniği olarak duvarları üç sıra tuğla ve bir sıra taş dizisinden yapılmıştır. Erkekler bölümünün soyunmalık kısmı üç bölümden meydana gelmiştir. Bu bölümün üzerinde aydınlılık pencereleri bulunan, köşelerinde içten mukarnasları olan merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Ayrıca soyunmalığın ikinci katı asma kat konumunda olup iki katlıdır. Bu bölümün ortasına da fıskiyeli bir havuz yerleştirilmiştir. Soğukluk ve halvet bölümleri dıştan kiremitli bir kubbe ile örtülmüştür. Bu bölümün duvarları moloz taştan yapılmıştır. Hamamın güneyinde bulunan halvet kısmı merkezi kubbeyi destekleyen dört yarım kubbe ile örtülmüştür. Aynı zamanda bu bölüm dört eyvan plan düzenindedir. Hamamın kadınlar ve erkeler bölümü arasına külhan, güneyine de su sarnıçları yerleştirilmiştir. Kadınlar bölümüne göre soğukluğu biraz daha küçüktür. İki sıra tuğla bir sıra taştan yapılan bu bölüm kare planlı olup üzeri on iki kasnağa oturan bir kubbe ile örtülmüştür. Buradan geçilen soğukluğun üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Halvet ve orta mekan, doğu ve batıdaki iki yarım kubbeli eyvan ile daha da genişletilmiştir. Bu bölümün güneyindeki bir kapıdan da hamamın özel yıkanma bölümlerine geçilmektedir.
Mesut Çınar