Varoluş Mücadelesinin 97'inci yılı kutlandı

Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk ordusunun zaferi ile sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesinin 97'inci yıl dönümünde Edirne'de kutlama törenleri gerçekleştirildi.

TAKİP ET

30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 97'inci yıl dönümü kutlama törenleri kapsamında düzenlenen program, Edirne Valisi Ekrem Canalp, 54. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Dündar Şahin Güngör ve Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan'ın Saraçlar Caddesi'ndeki Atatürk Anıtı önüne çelenk sunmasıyla başladı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Edirne Valisi Ekrem Canalp, 54. Mekanize Tugay Komutanı Tuğgeneral Dündar Şahin Güngör ve Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan valilik makamında tebrikleri kabul etti. 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 97'inci yıl dönümü kutlama törenleri Talatpaşa Bulvarı'nda devam etti.

“Büyük Zaferin 97'inci yılının gurur ve heyecanını yaşıyoruz”

Törende konuşan Yüzbaşı Güven Türker; “Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına temel teşkil eden 30 Ağustos 1922'de kazandığımız büyük zaferin 97'inci yılını ulusça kutlamanın haklı, gurur ve heyecanını yaşıyoruz. Asil Türk Milleti kahraman Türk ordusuyla birlikte varlığına ve vatanına kast edenlere karşı 97 yıl önce bugün kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudretiyle yeniden dirilerek topyekûn bir varoluş mücadelesi sonrasında eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazanmıştır.” İfadelerini kullandı.

Bağımsızlığa kast eden işgal kuvvetleri karşısında Türk Ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan zaferi tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiş olduğunu dile getiren Türker, “1900'lü yılların başlarında meydana gelen büyük devletler arasındaki çıkar çatışmaları, dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda 1'inci Dünya Savaşı sonunda müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros Mütarekesi imzalanmış, imzalanan antlaşma ile bir yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek, yurt edindiğimiz Anadolu toprakları o dönemin büyük devlet ve onların maşaları tarafından işgal edilmiş, ayrıca tarihime kara bir leke olarak geçen Sevr Antlaşması da ulusumuza dayatılmıştır.” Açıklamalarında bulundu.

“Ya İstiklal! Ya Ölüm!”

İşgal güçlerinin girdikleri her yerde kinlerini kusarcasına kadına, yaşlıya ve çocuklara işkence ve zulümde bulunduklarını söyleyen Türker, “İşte böylesine umutsuz görünen üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal Paşa ve onun dava arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak ‘Ya İstiklal! Ya Ölüm!' parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi son nefesine kadar düşmanı güzel ve kutsal vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir. Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi hedefimize ulaşmaya muktedir olduğumuzu milletimizin istiklali uğruna, kanının son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğini ispatlamıştır. Dünya'nın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa'nın Başkomutanlığı altında Türk kuvvetleri düşmana beklemediği yerden taarruza geçerek stratejik sahada düşmanı aldatmayı başarmış, Avrupalıların 5,6 ayda geçilmez dediği Afyon mevziilerini 3 günde geçerek 30 Ağustos'a gelindiğinde düşman kuvvetlerinin önemli bir bölümünü imha etmiş, bu büyük zafer ile düşmana son darbe vurulmuştur. Ardından icra edilen takip harekâtı ile 9 Eylül'de düşman İzmir'de denize dökülmüştür.” Dedi.

“Şehit ruhları Devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır”

Konuşmasına Atatürk'ün sözleriyle devam eden Yüzbaşı Türker, “30 Ağustos'un gerçek anlamını ve önemini büyük zaferin 2'inci yıldönümünde Dumlupınar'ın Çal Tepesi'nde yapılan törende Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği söylevde görürüz. ‘Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk Devletinin genç Türk Cumhuriyetinin temeli burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları bu semada uçan şehit ruhları Devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. Haklar yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Meydan Muharebesi milletlerin bütün varlığı ile ilim ve fen alanlarında ki yükselmeleriyle ahlaklarıyla, kültürleriyle kısaca büyük maddi ve manevi kudret ve faziletleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır.' Kazanılan zaferi muhteşem kılan unsur kadın, çocuk, yaşlı demeden, milletçe topyekûn bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır. Tür ulusu bu meydandan da Ulu Önder'in liderliğinde alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. Türk tarihine altın harflerle yazılan bu zaferin günümüze kadar yansıyan çok önemli siyasi ve askeri sonuçları olmuştur. Bu sonuçların günümüze de yansımakta olduğu gözlemlenmektedir. Bu zaferle Türk Ulus'unun son nefesine kadar yok edilmedikçe Türk'ün istiklalinin elinden alınamayacağı Türklerin yalnız askeriyle değil milletiyle topyekûn olarak savaştıkları bir kere daha ispatlanmıştır. 30 Ağustos zaferi Türk Ordusu'na silahlı kuvvetler günü olarak armağan edilmiştir. “ ifadelerini kullandı.

“Türk Silahlı Kuvvetleri dosta güven düşmanın korkulu rüyası olmaya devam ediyor”

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gücünü milletten ve modern silah ve teçhizatından aldığını belirten Türker, “Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak, bölgemizde ve dünyada sürekli barışa katkıda bulunmak için tarihinden ve milletinden aldığı güçle modern hak, silah ve teçhizatıyla güçlü ve dinamik personeliyle ulaştığı yüksek eğitim seviyesiyle ve azimli, kararlı komut akademisiyle dostlarının ve ülkemizin güvencesi düşmanlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Dünya'nın sayılı askeri güçlerinden birisi olan Silahlı Kuvvetlerimiz yüce milletinden aldığı güçle her zaman her yerde ve her şartta verilecek görevleri ifaya hazırdır. Milli egemenlik, mili şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk ilkeleri bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk silahlı kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir. Bu kutsal ve tarihi gün vesilesiyle ulusça başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere dava arkadaşları ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları şad olsun.” Diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Yüzbaşı Güven Türker'in konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama mesajı okundu. Edirne'de bulunan askeri birlikler, gaziler ve kentte bulunan motor kulüplerinin tören alanından geçmesiyle Edirne'deki 30 Ağustos Zafer Bayramı programları sona erdi.

Burcu Temel / Ogün Kurkan

Bakmadan Geçme