Üç İşçi Konfederasyonu'nun asgari ücret açıklaması
Hak İş Konfederasyonu ve Öz Sağlık İş Sendikası Edirne İl Başkanı Emre Promet, sendika üyeleri ile birlikte üç işçi Konfederasyonu'nun ortaklaştırdığı 'insan onuruna yaraşır bir asgari ücret' belirlenmesi taleplerini belirten açıklamada yaptı. 2022 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere ilk toplantının 1 Aralık 2021 Çarşamba günü sosyal tarafların katılımıyla yapılacağını belirten Promet, Â ekonomide yaşanan gelişmelerin dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Hak İş Konfederasyonu ve Öz Sağlık İş Sendikası Edirne İl Başkanı Emre Promet, sendika üyeleri ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Sendika binasında gazetecilere açıklamada bulunan Promet, asgari ücretin beklentileri karşılamasını talep ettiklerini söyledi.
Açıklamayı okuyan Hak İş Konfederasyonu ve Hizmet İş Sendikası Edirne İl Başkanı Emre Promet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın çağrısıyla 2022 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere ilk toplantının 1 Aralık 2021 Çarşamba günü sosyal tarafların katılımıyla yapılacağını ifade etti.
Asgari ücretin, işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir ücret olduğunu belirten Promet, bu yönüyle asgari ücretin, insanın yaşaması ve varlığını sürdürebilmesi için gerekli olan asgari gelir kaynağı olduğuna değindi.
Üç İşçi Konfederasyonunun “insan onuruna yaraşır bir asgari ücret” belirlenmesi taleplerini bir araya gelerek ortaklaştırdığını dile getiren Promet, “Özellikle sendikasız işçilerin önemli bir bölümünün temel sorunu olan asgari ücretin, belirlediğimiz ve savunduğumuz ilkeler doğrultusunda karara bağlanması büyük önem taşımaktadır. Ücretli çalışanların yarıya yakını asgari ücret ve civarında bir gelir elde etmektedir. Sosyal güvenlik primine esas ortalama kazanç da asgari ücretin biraz üzerindedir. Asgari ücret belirleme çalışmaları sadece ücretli kesimi değil toplumun tümünü yakından ve doğrudan ilgilendirmektedir. Sadece asgari ücret alanlar değil; asgari geçim indirimi, işsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği, engelli ve yaşlılık aylığı ile bakım yardımı, genel sağlık sigortası, bireysel emeklilik, sosyal güvenlik borçlanması, sosyal güvenlik alt ve üst primlerinin belirlenmesi gibi çok geniş bir alanı kapsamaktadır” ifadelerine yer verdi.
“Asgari ücret, emeğe gösterilen saygının bir ölçüsüdür”
Ekonomide özellikle son dönemde döviz kurlarında yaşanan olağanüstü dalgalanma ve başta gıda ve kira olmak üzere temel mal ve hizmet fiyatlarında görülen artışların, emeğinden başka hiçbir geliri olmayan ücretli çalışanların satın alma gücünü etkilediğini belirten Promet, “Bu nedenle, 2022 yılında geçerli olacak asgari ücretin, ekonomide yaşanan gelişmeler de dikkate alınarak, insana yakışır bir yaşam düzeyini sağlayacak şekilde tespit edilmesi gereği ortak düşüncemizdir. Asgari ücret, emeğe gösterilen saygının bir ölçüsüdür. Sosyal devlet anlayışı çerçevesinde, gelir dağılımında adaleti ve iyileştirmeyi temel alan, refahın geniş kitlelere yayılmasını amaçlayan bir yaklaşımla tespit edilmesi toplumsal huzur ve iş barışının sağlanması için gereklidir” şeklinde açıklamada bulundu.
Çalışanların yaşanılan ekonomik sıkıntılar nedeniyle mağdur olduğunu ve “ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum” gerekçesiyle asgari ücretin düşük belirlenmesinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Promet, “Ücretli çalışanların net ücreti, vergi dilimlerindeki artışlar nedeniyle ilerleyen aylarda düşmektedir. Asgari ücret alan işçiler bile yılın son dört ayında eksik ücret almak durumunda kalmaktadır. Asgari ücrette gelir vergisi nedeniyle meydana gelen gerilemenin telafi edilmesi uygulaması, sadece asgari ücretle çalışan bekâr işçiler için geçerlidir. Evli, üç çocuklu ve eşi çalışmayan bir işçi yılbaşında elde ettiği ücret düzeyini yılsonunda alamamaktadır. Bu işçinin yılın toplamı itibariyle kaybı devam etmektedir. Mevcut bu uygulamayla aile korunmamaktadır” dedi.
Ücretli çalışanlar için vergi matrahının farklılaştırılması gerektiğine değinen Promet, “2002 yılında gelir vergisi tarifesi brüt asgari ücretin 17,1 katı iken, günümüzde 6,7 katına gerilemiştir. Tüm ücret gelirlerinde, asgari ücrete denk gelen kısmına kadar olan tutarın vergi dışı bırakılması yönünde sosyal taraflar arasında görüş birliği oluşmasına rağmen -şimdiye kadar- herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. İşverenin sosyal güvenlik primi düşürülmesine ve buradan doğan milyarlarca liralık gelir kaybı Hazine tarafından karşılanmaktadır. Ancak işçilerin sosyal güvenlik priminde bir indirim yapılmamıştır. Sosyal devletin koruyucu vasfı öncelikle düşük gelirli olan ücretli çalışanlar için olmalıdır” ifadelerine yer verdi.
“İnsanlık onuruyla bağdaşacak asgari ücret belirlenmelidir”
Ücretli çalışanların yarıya yakınının asgari ücret ve civarında bir geliri olduğunu aktaran Promet, "Asgari ücret belirleme çalışmaları sadece ücretli kesimi değil toplumun tümünü yakından ve doğrudan ilgilendirmektedir. Günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre işçinin ve ailesinin insanca yaşamasını mümkün kılacak ve insanlık onuruyla bağdaşacak asgari ücret belirlenmelidir. Asgari ücret net olarak açıklanmalıdır. Bu ücretten yapılacak vergi, sosyal güvenlik gibi kesintiler net tutarın üzerine ilave edilmeli ve yıl boyunca asgari ücret açıklanan bu net ücretin altına düşmemelidir. Asgari Geçim İndirimi (AGİ) işçinin medeni durumuna göre ayrıca ilave edilmelidir."
Tüm ücretlerin asgari ücrete tekabül eden kısmının vergiden muaf olması gerektiğini vurgulayan Promet, "Gelir vergisi tarifesi en az yeniden değerleme oranında artırılmalıdır. Ayrıca ücretliler için damga vergisi uygulaması kaldırılmalıdır. Asgari ücret sonrası ilk vergi basamağı için uygulanacak oran da yüzde 10 olmalıdır. Asgari ücret, herhangi bir ayırım yapılmadan yine ulusal düzeyde tek olarak ve yıllık belirlenmelidir" diyerek açıklamasını sonlandırdı.
Ebru Güven Mutlu