'Türkiye şaibeli bir referandum atlattı'

Referandumu değerlendiren CHP Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, 'Bütün sorunlar bir kenara bırakıldı ve Ülke referanduma kilitlendi. Gördük ki, referandum da şaibeli hale geldi' dedi.

TAKİP ET

CHP İl Başkanlığında basın toplantısı düzenleyen Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, referandumun şaibeli olduğunu söyledi. Merkez ilçe Başkanı Fevziye Kirezci ve Gençlik Kolları Başkanı Kutay Özköse'nin katıldığı basın toplantısında Gaytancıoğlu, “Ülkenin bu karar sorunu var iken, referandum dayatıldı” dedi.

“TEŞEKKÜR EDİYORUM

Basın toplantısında konuşan Merkez İlçe Başkanı Kirezci, “ evet ya da hayır olsun referanduma katılan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Göstermiş oldukları yoğun ilgiden dolayı, örgütüme çalışmalarından ve emeklerinden ötürü bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. Bizler bir seçimin daha bittiğine inanmıyoruz. Zaten bununla ilgili Genel Merkezimiz gerekli yerlere gerekli tüm başvurularını yapmışlardır. Bizim mücadelemiz daha yeni başlıyor. Yılmıyoruz inancımız sonsuzdur.” Dedi.

“ANAYASA DEĞİŞMEZ Mİ?”

Referandum sonra açıklamalarda bulunan CHP Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, “ Türkiye şaibeli bir referandum atlattı. Anayasaya değişmez mi? Anayasa değişir. Ama nasıl değişir, toplumsal mutabakat ile değişebilir. Halkın seçtiği, meclise gönderdiği vekiller uzlaşırlar meclisin büyük çoğunluğuyla, salt çoğunlukla nitelikli çoğunluk dediğimiz 376'nın üzerinde dörtte üçünün yani halkın %70-75'inin çoğunluğuyla anayasalar değişir. Türkiye'de bu böyle yapılmadı. Anayasa toplumsal uzlaşma metnidir. Yazılı bir metindir. Hatta bazı ülkelerde yazılı bile olmadığını biliyoruz. Örneğin İngiltere'de yazılı bir anayasa yok. ABD ‘de 200 yıllık bir yazılı anayasa var. İnsanlar artık anayasal toplumu ilgilendiren kuralları ezberlemişlerdir. Türkiye'de ciddi sancılı süreçlerden geçen anayasa görüşmeleri olmuştur. Hep de darbeler sürecinde olmuştur. Bu ortamda biz Anayasa'yı değiştirmeye ihtiyaç duyduk. 1982'de gelen askeri darbe Türkiye;'de yeni bir anayasa yaptı. Ve o askeri darbeyi yapanlar öyle bir anayasa bıraktılar ki bize 1961 anayasasındaki birçok özgürlüklerin kısıtlandığını gördük. Bunun üzerine siyasi partiler zaman içerisinde uzlaşarak 1982 anayasasının 100'e yakın maddesini değiştirdiler ve sürekli yeni bir anayasa yapılması gerektiği partiler arasında konuşuldu. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak başından beri yapılırsa mutabakat içerisinde yapılmalı bir araya gelelim eşit şekilde komisyonlara üyeler verelim tartışalım hep beraber bu işi yapalım diye bir görüş içerisindeydik. Ancak geçen süreçte mecliste 2011'de komisyonlar kuruldu. Ve 4 siyasi parti 60'a yakın madde üzerinde uzlaştı. Bunları oylayalım, yeni anayasaya koyalım denildi ancak yine bir anlaşma sağlanamadı. Peki, gerek var mıydı anayasa değişikliğine? Ciddi bir terör var, ciddi bir işsizlik var, kriz var, TÜİK İşsizlik rakamlarını açıkladı ilk defa %13 ü bulan ciddi resmi bir işsizlik var. Özellikle gençlerde her 4 gençten biri işsiz. Türkiye'de bir hükümet var hükümet sorunu yok. Daha yeni 1 Kasım'da seçilmiş hükümet görevine devam ediyor. Çoğunluğu var 316 tane milletvekili var. İşsizlik sorununa, terör sorununa çözüm üretmesi lazım diye sürekli söylüyoruz. Ya da Suriye'de askerlerimiz var, savaş var. Suriye'deki 4 milyon vatandaş Türkiye'de geziniyor İŞİD'e üye oluyor, İŞİD denilen bir örgüt Kayseri'de Ankara'da İstanbul'da her yerde patlamalar yapıyor. Biz bunları mecliste bir araya gelip çözüm yollarını konuşmuyoruz. Eğitimde ciddi reform yapmamız gerekiyor. Tarımda ciddi bir göç var. biz dışarıdan ürün alıyoruz. Çiftçimiz perişan. Biz Anayasa değiştirmeyi konuşuyoruz. Mecliste hepimiz uzlaşalım Türk insanının çıkarları doğrultusunda neyse onu yapalım. Biz anayasayı değiştirmeyelim demiyoruz ama Türkiye'nin öncelikleri vardır. Ülkelerin öncelikler ülkede terör varsa terörü çözelim işsizlik varsa işsizliği çözelim. Bize göre rejim değişiyor ona göre cumhuriyet halk partisinin ciddi bir direnişi vardır. Bu direniş devam edecektir. İktidar partisi basit bir sistem değişikliği olarak geçiştirmeye çalışıyor. O zaman neden TV kanallarını kapatıyorsun. Neden basının ciddi anlamda eşit şartlarda tartışma ortamını neden yasaklıyorsunuz. Bunların gerekçelerini kamuoyuyla paylaşamadık bile. Bu süreçte iktidara söyledik. 18 maddelik bir teklif getiriyorsunuz. İlk maddeden 18.maddeye kadar gelin televizyonlara çıkalım istediğiniz kanallarda eşit şartlarda yarışalım halkımız da bu süreçte neyin değişeceğini, ne çıkarlar sağlayacağını öğrensin. Ama bir türlü gelip de tartışmadılar. 339 oydan sonra kabul edildi. 3 hafta da imza süreci beklendi. Bu süreç içerisinde Cumhuriyet Halk Partisi sahalara indi ve halka anlatmaya başladı. Sonrasında 16 nisan tarihi kesinleşti. Ama ciddi bir iktidar baskısı ile karşı karşıya kaldık. Türkiye tarım kredi kooperatiflerinin genel müdürü buradan kendisini uyarıyorum; bütün çiftçilere mesaj atıyor. Çiftçilerin ortaklık paylarından sen vatandaşa “16 Nisanda evet oyu verin” diye mesaj atıyorsun. Atamazsın. Ucuza gübre satıyorum gelin alın diyebilirsin, ucuza mazot satıyorum, düşük faizli kredi veriyorum gelin alın diyebilirsin, ama gidin ey çiftçiler 16 Nisanda hükümete destek olun evet oyu verin diye mesaj atamazsın. Bakın bunlarla mücadele ettik bizler. Belki Edirne'de pek fark edilmemiş olabilir ama Anadolu'nun her yerinde 100 tane evet billboardlar da afişi varsa 1 tane hayır afişi vardır. Çünkü biz iktidarla hazineyle nasıl yarışalım. Zaten bu bir seçim değil ki. Özellikle hayır savunucusu CHP'ye bunun için bir para gelmedi. Kimseye bir para gelmedi. Bizler hepimiz dayanışma içerisinde imece usulü kendi aramızda tüm giderlerimizi paylaştık. Ama bu şartlarda mücadele ettik. Yandaş kanallar bir Cumhurbaşkanını bir Başbakanı gösterdi. Böyle bir ortamda referanduma gidildi. Hayır diyenleri terörist ilan ettiler. Bize göre Türkiye'de hayırlar öndedir. Ve daha hukuki mücadelemiz bitmedi. Türkiye'nin hiçbir kurumunda riyakat kalmadı biz bunu da görüyoruz. Hangi partidensin diye sorup ona göre işlem yapıyorlar. Hayır ya da evet diyen herkese; sandığa gidin merak etmeyin herhangi bir çalınma hırsızlık olmayacak 330'bin görevlimiz sandıklarda duracak dedik. Çok ciddi önlemler aldık. Ama yüksek seçim kurulunun böyle bir olay yapacağını bilmezdik. Yüksek seçim kurulu bir mesaj atıyor mühürsüz zarflar ve mühürsüz oy pusulaları da geçerli olacak dışarıdan geldiği belli olmadığı takdirde. Nereden bileceksiniz dışarıdan gelip gelmediğini? Peki o karar nerede? Mesaj atıyorsun ama yüksek seçim kurulunun web sitesinde yok, kararları arasında yer almıyor. Partimiz saat 14.30'da Yüksek seçim kuruluna referandumun iptali için başvuruda bulunacak. Delilleri ve belgeleriyle beraber. Bu kadar hile hurdaya gerek yok 2'buçuk milyon oy şaibelidir. Takdiri kamuoyuna bırakıyoruz. Biz kimseyi suçlamak saldırmak niyetinde değiliz. Hukuk üstün olmalıdır. Biz ülkenin bu şekilde bölünmesini istemeyiz. Biz bu ülkeyi kuran partiyiz. Çanakkale savaşını birlikte yapan Türkleriz. Kimse bölünmek istemiyor” dedi.

Özlem Ceylan

Bakmadan Geçme