'T.Ü.'de İbadet Edecek Yer Yok''
Alperen Ocakları Edirne Şube Başkanı Alpaslan Cankaloğlu, 30 binin üzerinde öğrencisi bulunan Trakya Üniversitesinde ibadet edecek yer olmadığını savundu.
Alperen Ocakları Edirne Şube Başkanı Alpaslan Cankaloğlu, 30 binin üzerinde öğrencisi bulunan Trakya Üniversitesinde ibadet edecek yer olmadığını savundu.
Cankaloğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin en köklü, en özgürlükçü eğitim kurumlarından Trakya Üniversitesinin, Ayşekadın ve Balkan yerleşkelerinde uyguladığı mescit yasağının yıllardır sürdüğünü bildirdi.
Bu durumun kendilerini şaşırttığını vurgulayan Cankaloğlu, 30 bini aşkın öğrencisi bulunan üniversitede ibadet edecek yerin olmadığını ileri sürdü. Üniversite öğrencilerinin bu sorunla ilgili imza topladığını ve üniversite yönetimine sunduğunu anımsatan Cankaloğlu, fakat üniversite yönetiminin mescit talebine kulak tıkadığını savundu.
Üniversite öğrencilerinin bu sorunun çözülmesi için YÖK'e, Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığa yazı yazdığını da ifade eden Cankaloğlu, şunları kaydetti: ''Edirne Alperen Ocakları Başkanı olarak ben de Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi mezunuyum. Fakat bu duruma bir türlü akıl sır erdiremedim. Hem özgürlüklerden bahsedeceksin hem de özgürlükleri kısıtlayacaksın. Bu tezadı anlamamız mümkün değil. Avrupa sınırında olan modern, çağdaş bir üniversiteye bu durum yakışmamaktadır.
Bizler Diyanet İşleri Başkanlığının kontrolünde bir mescit açılarak bu sıkıntılarının giderilmesini istiyoruz. Öğrenci arkadaşlarımız merdiven altı gibi kuytu yerlerde namaz kıldıklarını söylüyorlar. Birçok üniversite de bu yasak ve yasakçı zihniyet ortadan kaldırılmışken yaşadığımız yer olan Osmanlı'ya yıllarca başkentlik yapmış Edirne'de Trakya Üniversitesinde bu durumun devam etmesi manidardır.
Birçok üniversite de cami ve mescit olup öğrenciler inançlarının gereği olan ibadetlerini yerine getirmeye çalışmaktadırlar. Şunu da belirtmek isteriz ki, ibadet hürriyeti Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9. maddesi ve Anayasa'nın 24. maddesinde güvence altına alınmıştır. Görülüyor ki bu durum ulusal ve uluslararası mevzuata aykırıdır. Biran önce Trakya Üniversitesi'nin hem Ayşekadın hem Balkan hem de Tunca yerleşkelerine mescit açılmalıdır ve öğrenciler bu mağduriyetten kurtarılmalıdır.''
Cankaloğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin en köklü, en özgürlükçü eğitim kurumlarından Trakya Üniversitesinin, Ayşekadın ve Balkan yerleşkelerinde uyguladığı mescit yasağının yıllardır sürdüğünü bildirdi.
Bu durumun kendilerini şaşırttığını vurgulayan Cankaloğlu, 30 bini aşkın öğrencisi bulunan üniversitede ibadet edecek yerin olmadığını ileri sürdü. Üniversite öğrencilerinin bu sorunla ilgili imza topladığını ve üniversite yönetimine sunduğunu anımsatan Cankaloğlu, fakat üniversite yönetiminin mescit talebine kulak tıkadığını savundu.
Üniversite öğrencilerinin bu sorunun çözülmesi için YÖK'e, Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığa yazı yazdığını da ifade eden Cankaloğlu, şunları kaydetti: ''Edirne Alperen Ocakları Başkanı olarak ben de Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi mezunuyum. Fakat bu duruma bir türlü akıl sır erdiremedim. Hem özgürlüklerden bahsedeceksin hem de özgürlükleri kısıtlayacaksın. Bu tezadı anlamamız mümkün değil. Avrupa sınırında olan modern, çağdaş bir üniversiteye bu durum yakışmamaktadır.
Bizler Diyanet İşleri Başkanlığının kontrolünde bir mescit açılarak bu sıkıntılarının giderilmesini istiyoruz. Öğrenci arkadaşlarımız merdiven altı gibi kuytu yerlerde namaz kıldıklarını söylüyorlar. Birçok üniversite de bu yasak ve yasakçı zihniyet ortadan kaldırılmışken yaşadığımız yer olan Osmanlı'ya yıllarca başkentlik yapmış Edirne'de Trakya Üniversitesinde bu durumun devam etmesi manidardır.
Birçok üniversite de cami ve mescit olup öğrenciler inançlarının gereği olan ibadetlerini yerine getirmeye çalışmaktadırlar. Şunu da belirtmek isteriz ki, ibadet hürriyeti Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9. maddesi ve Anayasa'nın 24. maddesinde güvence altına alınmıştır. Görülüyor ki bu durum ulusal ve uluslararası mevzuata aykırıdır. Biran önce Trakya Üniversitesi'nin hem Ayşekadın hem Balkan hem de Tunca yerleşkelerine mescit açılmalıdır ve öğrenciler bu mağduriyetten kurtarılmalıdır.''