Taştimur patladı
baş antrenör Gökhan Taştimur, takımı yuhalayan tribünlere tepki gösterdi.
Edirne'nin BEko Basketbol Ligi temsilcisi Olin Edirne, üst üste aldığı 5. mağlubiyetin ardından tribünlerce ilk defa yuhalanmıştı. Maçın ardından yapılan basın toplantısında baş antrenör Gökhan Taştimur, takımı yuhalayan tribünlere tepki gösterdi.
Olin Edirne'nin kendi evinde Erdemir'e 62-75 mağlup olduğu maçtan sonra düzenlenen basın toplantısında konuşan Olin Edirne antrenörü Gökhan Taştimur kısa bir maç değerlendirmesi yaptıktan sonra taraftar ve seyirciye yönelik önemli açıklamalarda bulundu.. Taştimur "Kendi takımının sporcusunu yuhalayıp, hakaret edecekse ondan zaten seyirci olmaz." dedi.
Maçtan sonra tribünlerde gerginlik yaşanmış ve sahaya forma ve kombine kartları atılmıştı.
Gökhan Taştimur'un basın toplantısında dile getirdiği görüşler şöyle:
"Erdemir'i tebrik ediyorum. Bize gelince ikinci devrenin 3. ve 4. periyotunda herhalde gücümüz yetmiyor şu anda, ama şunu da belirtmekte yarar var: Her şeyden önce Erdemir takımı sezona yeni başlamış gibi heyecanlı bütün sahaya pres yaparak ve hakikaten çok direnç göstererek, müthiş mücadele ederek geçirdi. Açıkçası ben şahsen bir antrenör olarak bu şekilde beklemiyordum. Onları tebrik ediyorum ve helal olsun diyorum. Sanki rahat olan biz, düşme potasında onlarmış gibi oynadılar. Açıkçası ben bu saatten sonra artık kaybedecek ve kazanacak bir şeyleri olmadığı için rahat oynarlar düşüncesindeydim. Ama onlar hakikaten çok tebrik edilecek başarılı bir performans sergilediler.
Bizim takıma gelince; Başından beri mücadele ettiğim bir konu var. Maalesef kendi şehrimizde dahil. Tabiî ki ilgi alanıma girmiyor, isteyen istediğini söyleyebilir. Ama çok ayıplıyorum. Bir defa bu görgü bu kültür basketbol sporunda yoktur. Yok oyuncunun bilmem nesine küfür, formayı çıkar, çıkarma... Orada oyuncunun çoluğu çocuğu oturuyor. Bu çok nahoş bir durum diye düşünüyorum. Ben 22 yıldır bu basketbol sahalarında işimi yapıyorum ve basketbolla ilgili herkese çok saygı göstermek için elimden geleni yapan bir kişiliğim var. Ama burada gelip hakikaten basketbol oyununun davranışının dışına çıkacaksa, kendi takımının sporcusunu yuhalayıp, hakaret edecekse ondan zaten seyirci olmaz. Eğer bu işten kurtulursak, ki kurtulacağız, 3 maçımız var daha. Bizi niye düşürüyorlar bilmiyorum. İstekler var herhalde. Bazı insanların istekleri olabilir. İçgüdüsel bir davranışla bilinçaltı olabilir. Bu beni hiç ilgilendirmez. Beni ilgilendiren tek bir şey var; Bu kulübün bugüne gelmesinde benim çok emeğim var. Benim herkesten daha çok cesaretim var ki geri geldim. Ortalama 92 sayı yiyen bir takımdan bahsediyorum şu anda. Ortalama 85 sayı yiyen bir takımdan bahsediyorum şu anda. Benim takımım geçen sene en iyi müdafaa yapan takımlar içinde ikinci oldu. Bu takımın A'dan Z'ye sorumluluğunu aldım çünkü suçlu tamamıyla benim. Çünkü yazın beraber başladığım bir kadro. Ama geri geldiysem buna herkesin saygı göstermek zorunda olması benim için ivedi en önemli istektir. Çok komik olan bir şey var, bu takım düşerse gelecek sene hangi deplasmana gideceğiz, seyirci olarak hangi spor aktivitelerini ve heyecanı yaşayacağız. Ailelerimiz, çocuklar yabancı oyuncuları Kipa'da yakalıyor, yabancı lisanda konuşuyor, İngilizce konuşuyor. Ona basketbol ile ilgili sorular soruyor, kuralları öğreniyor. Bunların hangisi olacak? Bana söyleyin ! Ama yok bunlar olmasın biz memnunuz deniyorsa yapacak bir şey yok. İyi olursa benden, kötü olursa senden. Olur mu öyle şey ya! Ne oldu şimdi? Kaybettik! Ben çok rica ediyorum, bu genç kardeşlerine, genç arkadaşlarıma, orta yaşlı, yaşlı yani kim varsa .. Düşünebiliyor musunuz yani eşi orada, çoluğu çocuğu orada, ailesi orada, ruhsuz..., bilmen ne bilmem ne, bişeyler, bişeyler.... Ne kadar yakışıksız ! Ne kadar yakışıksız ! Maçı kaybetmekten, küme düşmekten, hepsinden vazgeçtim. Ne kadar ayıp. Bedava maça girmeye çalış, arkasından gel burada şey yap. Olur mu böyle ? Sponsorlarımız da parasıyla rezil olsun bu şehirde. Olur mu böyle, olur mu? Bakın ben her maçta iki gömlek değiştiriyorum. Hangi ruhsuzluktan bahsediyorsun ? Tansiyonum 18'e çıktı. Ne kadar yakışıksız. Ben şöyle söyleyeyim; Bizim altımızdaki takımla 5'e 7. Bizi düşürdüler. Öyle bir atmosfere soktular, oyuncular ister istemez etkileniyor. Ama son düdüğe kadar benim ilk dediğim geçerlidir.
Bakın söylüyorum, bu çok önemlidir; Cumartesi günü maçımız var, bizi destekleyecek herkesi buraya bekliyorum, desteklemeyecek hiç kimseyi de burada istemiyorum. Eğer diyorlarsa gidin Tekirdağ'da oynayın, gidelim Tekirdağ'da oynayalım. Kazanma şansımız daha çok olur. Reha bir üçlük sokuyor; - "Reha Öz Bu İşi Çöz". Kaçırıyor; Bir anda ruhsuz... bilmem ne. Lütfen ! Önce basketbol salonundaki duruşumuzu, vizyonumuzu, davranış biçimimizi çok düzgün bir biçimde oturtmalıyız. Eğer bunu beceremiyorsak düşelim! Onu güzelleştirip tekrar çıkalım gerekirse".
Olin Edirne'nin kendi evinde Erdemir'e 62-75 mağlup olduğu maçtan sonra düzenlenen basın toplantısında konuşan Olin Edirne antrenörü Gökhan Taştimur kısa bir maç değerlendirmesi yaptıktan sonra taraftar ve seyirciye yönelik önemli açıklamalarda bulundu.. Taştimur "Kendi takımının sporcusunu yuhalayıp, hakaret edecekse ondan zaten seyirci olmaz." dedi.
Maçtan sonra tribünlerde gerginlik yaşanmış ve sahaya forma ve kombine kartları atılmıştı.
Gökhan Taştimur'un basın toplantısında dile getirdiği görüşler şöyle:
"Erdemir'i tebrik ediyorum. Bize gelince ikinci devrenin 3. ve 4. periyotunda herhalde gücümüz yetmiyor şu anda, ama şunu da belirtmekte yarar var: Her şeyden önce Erdemir takımı sezona yeni başlamış gibi heyecanlı bütün sahaya pres yaparak ve hakikaten çok direnç göstererek, müthiş mücadele ederek geçirdi. Açıkçası ben şahsen bir antrenör olarak bu şekilde beklemiyordum. Onları tebrik ediyorum ve helal olsun diyorum. Sanki rahat olan biz, düşme potasında onlarmış gibi oynadılar. Açıkçası ben bu saatten sonra artık kaybedecek ve kazanacak bir şeyleri olmadığı için rahat oynarlar düşüncesindeydim. Ama onlar hakikaten çok tebrik edilecek başarılı bir performans sergilediler.
Bizim takıma gelince; Başından beri mücadele ettiğim bir konu var. Maalesef kendi şehrimizde dahil. Tabiî ki ilgi alanıma girmiyor, isteyen istediğini söyleyebilir. Ama çok ayıplıyorum. Bir defa bu görgü bu kültür basketbol sporunda yoktur. Yok oyuncunun bilmem nesine küfür, formayı çıkar, çıkarma... Orada oyuncunun çoluğu çocuğu oturuyor. Bu çok nahoş bir durum diye düşünüyorum. Ben 22 yıldır bu basketbol sahalarında işimi yapıyorum ve basketbolla ilgili herkese çok saygı göstermek için elimden geleni yapan bir kişiliğim var. Ama burada gelip hakikaten basketbol oyununun davranışının dışına çıkacaksa, kendi takımının sporcusunu yuhalayıp, hakaret edecekse ondan zaten seyirci olmaz. Eğer bu işten kurtulursak, ki kurtulacağız, 3 maçımız var daha. Bizi niye düşürüyorlar bilmiyorum. İstekler var herhalde. Bazı insanların istekleri olabilir. İçgüdüsel bir davranışla bilinçaltı olabilir. Bu beni hiç ilgilendirmez. Beni ilgilendiren tek bir şey var; Bu kulübün bugüne gelmesinde benim çok emeğim var. Benim herkesten daha çok cesaretim var ki geri geldim. Ortalama 92 sayı yiyen bir takımdan bahsediyorum şu anda. Ortalama 85 sayı yiyen bir takımdan bahsediyorum şu anda. Benim takımım geçen sene en iyi müdafaa yapan takımlar içinde ikinci oldu. Bu takımın A'dan Z'ye sorumluluğunu aldım çünkü suçlu tamamıyla benim. Çünkü yazın beraber başladığım bir kadro. Ama geri geldiysem buna herkesin saygı göstermek zorunda olması benim için ivedi en önemli istektir. Çok komik olan bir şey var, bu takım düşerse gelecek sene hangi deplasmana gideceğiz, seyirci olarak hangi spor aktivitelerini ve heyecanı yaşayacağız. Ailelerimiz, çocuklar yabancı oyuncuları Kipa'da yakalıyor, yabancı lisanda konuşuyor, İngilizce konuşuyor. Ona basketbol ile ilgili sorular soruyor, kuralları öğreniyor. Bunların hangisi olacak? Bana söyleyin ! Ama yok bunlar olmasın biz memnunuz deniyorsa yapacak bir şey yok. İyi olursa benden, kötü olursa senden. Olur mu öyle şey ya! Ne oldu şimdi? Kaybettik! Ben çok rica ediyorum, bu genç kardeşlerine, genç arkadaşlarıma, orta yaşlı, yaşlı yani kim varsa .. Düşünebiliyor musunuz yani eşi orada, çoluğu çocuğu orada, ailesi orada, ruhsuz..., bilmen ne bilmem ne, bişeyler, bişeyler.... Ne kadar yakışıksız ! Ne kadar yakışıksız ! Maçı kaybetmekten, küme düşmekten, hepsinden vazgeçtim. Ne kadar ayıp. Bedava maça girmeye çalış, arkasından gel burada şey yap. Olur mu böyle ? Sponsorlarımız da parasıyla rezil olsun bu şehirde. Olur mu böyle, olur mu? Bakın ben her maçta iki gömlek değiştiriyorum. Hangi ruhsuzluktan bahsediyorsun ? Tansiyonum 18'e çıktı. Ne kadar yakışıksız. Ben şöyle söyleyeyim; Bizim altımızdaki takımla 5'e 7. Bizi düşürdüler. Öyle bir atmosfere soktular, oyuncular ister istemez etkileniyor. Ama son düdüğe kadar benim ilk dediğim geçerlidir.
Bakın söylüyorum, bu çok önemlidir; Cumartesi günü maçımız var, bizi destekleyecek herkesi buraya bekliyorum, desteklemeyecek hiç kimseyi de burada istemiyorum. Eğer diyorlarsa gidin Tekirdağ'da oynayın, gidelim Tekirdağ'da oynayalım. Kazanma şansımız daha çok olur. Reha bir üçlük sokuyor; - "Reha Öz Bu İşi Çöz". Kaçırıyor; Bir anda ruhsuz... bilmem ne. Lütfen ! Önce basketbol salonundaki duruşumuzu, vizyonumuzu, davranış biçimimizi çok düzgün bir biçimde oturtmalıyız. Eğer bunu beceremiyorsak düşelim! Onu güzelleştirip tekrar çıkalım gerekirse".