'SALGIN KANSER DİNLEMİYOR, KANSER DE DURMUYOR'
Halkın kanser ve kanserden korunma konusunda farkındalığını artırmak ve erken teşhisin önemine vurgu yapmak için Türkiye'de her yıl 1-7 Nisan tarihleri arasında 'Ulusal Kanser Haftası' etkinlikleri düzenleniyor. Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atakan Sezer, bu kapsamda farkındalık oluşturması amacıyla yaptığı açıklamada kanser şüphesi veya bulgusu olanlara önlemlerini aldıktan sonra mutlaka hastanelerde uzman olan hekimlere başvurmalarını önerdi.
“Dünyada her yıl 10 milyon insan hayatını kaybediyor”
Kanser, Türkiye'de ve dünyada ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer alıyor. Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atakan Sezer, 1-7 Nisan Kanserle Savaş Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu. Kanser nedeniyle dünyada her yıl 10 milyon insanın hayatını kaybettiğine değinen Prof. Dr. Sezer, bu durumun her 6 erişkinden birisinin ölüm nedeninin kanser olduğunu gösterdiğini aktardı.
Geri kalmış ülkelerde ölümlerin büyük çoğunluğunun kansere bağlı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sezer; “Geri kalmış ülkelerde uygun tedavi hastaların yüzde 15'ine ulaşırken, gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 90'dır. Gelişmiş ülkelerde kanser hastalarının tedavisinin uygun şekilde yapıldığı görülmektedir. Tütün kullanımına bağlı kanser oranı yüzde 25 iken, hepatit gibi virüslere bağlı kanserler geri kalmış ülkelerdeki kanserlerin yüzde 30'una bağlıdır” dedi.
Kanser ölümlerinde her 3 kişiden birinin obezite, yetersiz fiziksel aktivite, düzensiz beslenme, radyasyona maruz kalma, alkol ve sigara kullanımı gibi önlenebilir nedenlere bağlı olarak gerçekleştiğinin altını çizen Prof. Dr. Sezer, bu faktörlere dikkat edilmesi gerektiğini aktardı.
“Salgında tarama yaptıranların sayısı azaldı”
Kovid-19 salgınıyla mücadelede 1 yılın geride kaldığına değinen Prof. Dr. Sezer, hastaların hastaneye ulaşımı veya sağlık sisteminin tıkanması nedeniyle hastaların kanser taramalarını yaptırmayı aksattığını ifade etti.
“Gereksiz yere hastanelere gelmeyi engellemek için bildirilerde bulunuldu”
Bu durumun haklı gerekçeleri olduğuna değinen Sezer; “Hastanelerde biz doktorlar sadece acil cerrahiler yaptık. Planlanmış cerrahileri erteledik. Bununla birlikte kanser cerrahilerini de erteledik. Hastalar da hastanelerde bulaş riski olduğunu düşündüğü için gelmeye korktular. Sağlık otoriteleri de hastanelere gereksiz yere gelmeyi engellemek için bildirilerde bulundu. 2019'un ilk 6 ayı ile 2020'nin ilk 6 ayı değerlendirildiğinde meme şikâyetleriyle polikliniklere başvuranların oranı tüm dünyada ve ülkemizde azaldığı görüldü” ifadelerine yer verdi.
“Kanser hastalarının yüzde 18'i tanı almadan sokakta dolaşıyor”
Kanser tanısı konanların oranının yüzde 18 azaldığının altını çizen Prof. Dr. Sezer, “Bu da kanser hastalarının yüzde 18'i tanı almadan sokakta dolaşıyor demek oluyor. Bunun yanında şikâyetle başvuran hastaların da yüzde 30'u tanı konmadan dolaşıyor. Kadınlardaki en sık rastlanan kanserlerden olan tiroid kanserleri tanısı da azalıyor. Polikliniğe başvuran sayısında da yüzde 80 oranında azalma görülüyor. Hastalarda hem tanıda ve takipte gecikme söz konusu oluyor. Yüzde 6 ile 13 oranında kanserden dolayı hayatlarda kısalma öngörülüyor. Bunların detaylı çalışmaları ilerde ortaya çıkacak” ifadelerine yer verdi.
“Salgın kanser dinlemiyor, kanser de durmuyor”
Salgın sürecinin devam ettiğini ve buna alışmaya mecbur olunduğunu dile getiren Prof. Dr. Sezer, Kanser şüphesi olan veya bulgusu olan hastalara önlemlerini aldıktan sonra mutlaka hastanelerde uzman olan hekimlere başvurulmasını öneriyoruz. Sosyal mesafe, maske ve hijyen kurallarına uyarak hastanelere başvurabilirler. Salgın kanser dinlemiyor, kanser de durmuyor. Bundan dolayı dikkatlerimizi kendi sağlığımıza çevirerek, kurallara uyarak hastanelerde kontrollerimizi yaptırmalıyız” dedi.
“Kanserin ayrımını kişi kendisi değil, uzman hekim yapmalıdır”
Kendi kendine meme muayenesinin bir tarama yöntemi olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Sezer, “Sadece kadının memesinin farkında olmasını sağlayan bir yöntemdir. Meme başında akıntı, çökme, memede ele gelen bir kitle varsa hiç vakit kaybetmeden hastaneye başvurulmalıdır. Kanserin ayrımını kişi kendisi değil, uzman hekim yapmalıdır. Sosyal medyada dolaşan bilgi kirliliğine kapılmadan uzman hekim eşliğinde takibi yapılması gerekir. Bu vesileyle kanserle savaş haftası kapsamında vatandaşlara tedavilerini aksatmamaları ve erken tanının önemini fark etmelerini diliyoruz” şeklinde açıklamada bulundu.
Özlem Ceylan