'Riskli parametreler açısından incelenmeli'
Trakya Doğal Kaynakları ve Enerji Derneği Başkanı Erkin, Çorlu-Lüleburgaz-Çerkezköy bölgelerindeki sanayi tesislerinin 25 yıldır Ergene ve Meriç ovalarında telafisi mümkün olmayan zararlara yol açtığını ileri sürdü.
Trakya Doğal Kaynakları ve Enerji Derneği Başkanı Erkin''Ergene Nehri'nden sulama yapılan Ergene ve Meriç ovalarındaki toprak, buralarda üretilen pirinç ve sulamada kullanılan Sultanköy Barajı'ndaki sular, ileri teknolojik laboratuarlarda riskli tüm parametreler açısından incelenmeli''
Ergene Nehri'nden sulama yapılan Ergene ve Meriç ovalarındaki toprağın, buralarda üretilen pirincin ve sulamada kullanılan Sultanköy Barajı'ndaki suların ileri teknolojik laboratuarlarda riskli tüm parametreler açısından incelenmesi gerektiği söyledi
Trakya Doğal Kaynakları ve Enerji Derneği Başkanı Hüseyin Erkin, yaptığı açıklamada, Çorlu-Lüleburgaz-Çerkezköy bölgelerindeki sanayi tesislerinin 25 yıldır Ergene ve Meriç ovalarında telafisi mümkün olmayan zararlara yol açtığını ileri sürdü. Son yıllardaki tepkilere rağmen hükümet yetkilileri ile yerel yöneticilerin radikal çözüm bulamadığını, konunun palyatif çözümlerle geçiştirilmeye çalışıldığını ileri süren Erkin, ''Kirliliği yaratan endüstri bölgesinde konuşlanmış 517 fabrikanın yer altı kuyularından çektiği sular proses suyu olarak kirletilip Ergene Nehri'ne deşarj edilmektedir. Bu suyun miktarı da yaklaşık olarak ortalama 5,5 metreküp/saniyedir. Hâlbuki Ergene'ye karıştığı iddia edilen evsel atık su miktarı 0,10 metreküp/saniye civarındadır'' dedi. Kendi kaynağından da gelen ortalama 1 metreküp/saniye temiz su ile yaz aylarında Ergene Nehri'nin ortalama 6,5 metreküp/saniye debi olarak aktığını söyleyen Erkin, şöyle devam etti: ''Bu rakamlar ve yapılan su analizleri sonucuna göre kirliliği yaratan ana sebep sanayi proses sularıdır. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Sanayi kirliliği Ergene'yi yok ettiği gibi Meriç Nehri kanalıyla, Gala ve Lagün gölleri ile Saroz Körfezi'ni de öldürmeye başlamıştır. Her yıl çeltik ekimi ile yorulmuş, aşırı kimyasal ve gübre ve su kullanımıyla da hızla çoraklaşıp hastalanmaya yüz tutan Meriç Havzası topraklarımız kirliliği her geçen gün artan sularla sulanmak zorunda bırakılmaktadır. Son 10 yıldır arzu edildiği gibi kullanılamayan 80 bin dekar Uzunköprü Ovası arazisine çaresizlikten kaçak olarak çeltik ekimi yapan bir kısım çiftçilerimiz de farkında olmadan hem arazilerine hem ürettikleri çeltik aracılığıyla yöresel çeltik üretimine zarar vermekte hem de toplum sağlığı açısından tedirginlik yaratılmasına sebep olmaktadırlar.''
''ERGENE VE MERİÇ OVALARINDAKİ TOPRAK İNCELENMELİ''
Hüseyin Erkin, henüz bölgede üretilen çeltiklerde, kirli sularla sulanan pirinçlerde sanayi atıkları dolayısıyla toksin madde veya ağır metal tespit edilmediğini bildirdi. Kirli sularla çeltik sulaması yapılmaya devam edilmesi halinde hasta konuma düşmüş bu topraklardan bir müddet sonra pirinçlere de istenilmeyen maddelerin karışma riski olduğunu ifade eden Erkin, şunları kaydetti: ''Toplum sağlığı açısından son derece hassas olan spekülasyonların üretilmesi ve konuşulması çok yanlıştır. Hele bilimsel bir tespit, ölçülmüş bir laboratuar sonucu olmadan yapılan açıklamalar, son derece yanlış ve bölgemiz çeltik üretimini de riske sokarak ürünlerimizin pazarının düşmesine sebep olma ihtimalini arttıracaktır. Maalesef geçtiğimiz günlerde bazı bilim adamlarınca Ergene Nehri kirliliğinin bölgedeki kanser vakalarını artırdığı bir raporla açıklanmıştır. Bu çalışma Çorlu'nun bir mahallesi ve Lüleburgaz'ın bazı köylerinde yapılan bir hastalık envanteri şeklinde olup bilimsel ve laboratuar çalışmasına dayanmamaktadır. Elbette Ergene Nehri kirliliği telafisi mümkün olmayan zararlar yapmaya başlamıştır hatta Gala ayağı ve Meriç Nehri aracılığıyla Saroz deltasındaki fauna ve planktonlara zarar vermektedir. Ergene Nehri'nden sulama yapılan Ergene ve Meriç ovalarındaki toprak, buralarda üretilen pirinç ve sulamada kullanılan Sultanköy Barajı'ndaki sular, ileri teknolojik laboratuarlarda riskli tüm parametreler açısından incelenmelidir. Aksi halde hem sağlık hem de ekonomi açısından bölgemiz sürekli risk altında kalacaktır.''
Ergene Nehri'nden sulama yapılan Ergene ve Meriç ovalarındaki toprağın, buralarda üretilen pirincin ve sulamada kullanılan Sultanköy Barajı'ndaki suların ileri teknolojik laboratuarlarda riskli tüm parametreler açısından incelenmesi gerektiği söyledi
Trakya Doğal Kaynakları ve Enerji Derneği Başkanı Hüseyin Erkin, yaptığı açıklamada, Çorlu-Lüleburgaz-Çerkezköy bölgelerindeki sanayi tesislerinin 25 yıldır Ergene ve Meriç ovalarında telafisi mümkün olmayan zararlara yol açtığını ileri sürdü. Son yıllardaki tepkilere rağmen hükümet yetkilileri ile yerel yöneticilerin radikal çözüm bulamadığını, konunun palyatif çözümlerle geçiştirilmeye çalışıldığını ileri süren Erkin, ''Kirliliği yaratan endüstri bölgesinde konuşlanmış 517 fabrikanın yer altı kuyularından çektiği sular proses suyu olarak kirletilip Ergene Nehri'ne deşarj edilmektedir. Bu suyun miktarı da yaklaşık olarak ortalama 5,5 metreküp/saniyedir. Hâlbuki Ergene'ye karıştığı iddia edilen evsel atık su miktarı 0,10 metreküp/saniye civarındadır'' dedi. Kendi kaynağından da gelen ortalama 1 metreküp/saniye temiz su ile yaz aylarında Ergene Nehri'nin ortalama 6,5 metreküp/saniye debi olarak aktığını söyleyen Erkin, şöyle devam etti: ''Bu rakamlar ve yapılan su analizleri sonucuna göre kirliliği yaratan ana sebep sanayi proses sularıdır. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Sanayi kirliliği Ergene'yi yok ettiği gibi Meriç Nehri kanalıyla, Gala ve Lagün gölleri ile Saroz Körfezi'ni de öldürmeye başlamıştır. Her yıl çeltik ekimi ile yorulmuş, aşırı kimyasal ve gübre ve su kullanımıyla da hızla çoraklaşıp hastalanmaya yüz tutan Meriç Havzası topraklarımız kirliliği her geçen gün artan sularla sulanmak zorunda bırakılmaktadır. Son 10 yıldır arzu edildiği gibi kullanılamayan 80 bin dekar Uzunköprü Ovası arazisine çaresizlikten kaçak olarak çeltik ekimi yapan bir kısım çiftçilerimiz de farkında olmadan hem arazilerine hem ürettikleri çeltik aracılığıyla yöresel çeltik üretimine zarar vermekte hem de toplum sağlığı açısından tedirginlik yaratılmasına sebep olmaktadırlar.''
''ERGENE VE MERİÇ OVALARINDAKİ TOPRAK İNCELENMELİ''
Hüseyin Erkin, henüz bölgede üretilen çeltiklerde, kirli sularla sulanan pirinçlerde sanayi atıkları dolayısıyla toksin madde veya ağır metal tespit edilmediğini bildirdi. Kirli sularla çeltik sulaması yapılmaya devam edilmesi halinde hasta konuma düşmüş bu topraklardan bir müddet sonra pirinçlere de istenilmeyen maddelerin karışma riski olduğunu ifade eden Erkin, şunları kaydetti: ''Toplum sağlığı açısından son derece hassas olan spekülasyonların üretilmesi ve konuşulması çok yanlıştır. Hele bilimsel bir tespit, ölçülmüş bir laboratuar sonucu olmadan yapılan açıklamalar, son derece yanlış ve bölgemiz çeltik üretimini de riske sokarak ürünlerimizin pazarının düşmesine sebep olma ihtimalini arttıracaktır. Maalesef geçtiğimiz günlerde bazı bilim adamlarınca Ergene Nehri kirliliğinin bölgedeki kanser vakalarını artırdığı bir raporla açıklanmıştır. Bu çalışma Çorlu'nun bir mahallesi ve Lüleburgaz'ın bazı köylerinde yapılan bir hastalık envanteri şeklinde olup bilimsel ve laboratuar çalışmasına dayanmamaktadır. Elbette Ergene Nehri kirliliği telafisi mümkün olmayan zararlar yapmaya başlamıştır hatta Gala ayağı ve Meriç Nehri aracılığıyla Saroz deltasındaki fauna ve planktonlara zarar vermektedir. Ergene Nehri'nden sulama yapılan Ergene ve Meriç ovalarındaki toprak, buralarda üretilen pirinç ve sulamada kullanılan Sultanköy Barajı'ndaki sular, ileri teknolojik laboratuarlarda riskli tüm parametreler açısından incelenmelidir. Aksi halde hem sağlık hem de ekonomi açısından bölgemiz sürekli risk altında kalacaktır.''