PTT önünde protesto

Türk Eğitim - Sen Edirne Şubesi hükümetin, kamudaki ücret dengesizliğini ortadan kaldırmak için çıkardığı 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi PTT önünde protesto ettiler.

TAKİP ET
Türk Eğitim - Sen Edirne Şubesi hükümetin, kamudaki ücret dengesizliğini ortadan kaldırmak için çıkardığı 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi PTT önünde protesto ettiler.

Türk Eğitim - Sen Edirne Şubesi Başkanı Hakan Yıldız açıklamasında şunları kaydetti: "Hükümet, kamudaki ücret dengesizliğini ortadan kaldırmak için 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi çıkardı. Ancak KHK'nın ücret adaletini tam olarak sağlamamış, yeni adaletsizlikleri beraberinde getirmiştir. Aynı unvan ve aynı kadroda olanların farklı ücret almasının önüne geçilmesi için getirilen düzenlemede öğretmenler ve akademisyenler yok sayılmıştır.

Eşit işe eşit ücret düzenlemesinde, kamuda istihdam edilen personelin yüzde 60'ına ise hiçbir artış yapılmamıştır. Ücretlerinde artış yapılmayan kesimlerin başında eğitimciler gelmektedir. Öğretmenlere, profesörlere, doçentlere, yardımcı doçentlere, araştırma görevlilerine, Din Hizmetleri sınıfındaki din görevlisine, Sağlık Hizmetleri Sınıfından hekim dışı sağlık personeline, Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Bakanlığı gibi kurumlarda çalışanlara yapılan aylık ek ödeme miktarında herhangi bir değişiklik olmamış, bu meslek grubu görmezden gelinmiş, onlarla adeta dalga geçilmiştir. Bu düzenlenmede eğitim çalışanlarmm öğretmeni, akademisyeni, hizmetlisi, memuru, teknisyeni ile bir bütün olduğu göz ardı edilmiştir.

Öğretmenlerimiz ve akademisyenlerimiz bu ülkenin kilometre taşıdır. Çocuklarımızı yarınlara hazırlayan, onların geleceklerine yön veren eğitimcilerimiz artık yok hükmünde sayılmaktan, horlanmaktan, itilip, kakılmaktan bıkmıştır. Gırtlağına kadar ekonomik sorunlara batmış olan eğitimcilere reva görülen bu muamele kabul edilebilir değildir. Bu tür ayrımcı düzenlemeler, uygulanan yanlış politikalar öğretmenlerimiz ve akademisyenlerimizi tüketmekte.

Hükümet, bugüne kadar öğretmenlerin ve akademisyenlerin ekonomik durumlarının iyileştirilmesi noktasında hiçbir adım atmamış ve onları üvey evlat olarak görmüştür. Oysa Hükümet olmak, çalışanları arasında ayrım yapmak ve sadece bir kesimi memnun etmek demek değildir. Hükümet olmak adaletli bir yönetim anlayışını beraberinde getirir. Ancak Hükümetin yaptığı bu düzenlemenin adaletle uzaktan yakından ilgisi yoktur. MEB ve YÖK; çalışanlarına sahip çıkmamakta, onları yalnız bırakmakta. Öğretmen ve akademisyenlerin haklarını savunmak için parmağını kıpırdatmayan hükümetin, sıra çalışanların haklarını tırpanlamaya, haksız uygulamalarla onları çileden çıkarmaya gelince dörtnala koşması dikkat çekicidir.

MEB ve YÖK, kendi personelini savunmazken, başkalarının savunması zaten beklenemez. Bu nedenle biz eğitimciler, bu ülkenin temel yapı taşlarını gözardı eden, onların haklarını savunma gereği bile duymayan, öğretmenleri ve akademisyenleri umursamayan ve es geçen zihniyeti şiddetle kınıyoruz.'

Bakmadan Geçme