'Parmağında başka kadının yüzüğü, koynunda başka kadın olanlar bize ahlak dersi vermesin'

AK Parti Edirne İl Genel Meclis Üyesi Ali Soydan, önceki gün İl Genel Meclisinde kendi şahsına yönelik ağır eleştiriler yapılması üzerine kendisine söz verilmediğini belirterek, basın toplantısı düzenledi.

Soydan, İl Genel Meclisi AK Parti Grup Toplanma Odası'nda yaptığı açıklamada, İl Genel Meclisi'nde fikirlerin konuşulmasının, tartışılmasının normal olduğunu söyledi.

Üyesi olduğu partiye oy veren vatandaşları temsil ettiğini ifade eden Soydan, savunulan konuların kişiselleşmesi, suçlamaların bel altına kayması halinde önce herkesin kendi belinin altını kontrol etmesi gerektiğini anımsattı.

Soydan, şöyle devam etti:

“Bu olaylar geçen yıl başladı. Biz umre dönüşü Mehmet Geçmiş bir şeyler söyledi, biz cevap verdik. Bizim bu cevaplarımız bu meclis kürsüsünde verildi. Bir baktık Edirne Televizyonunda Erdal Akgün'ün beyanatları var. Bu konuların meclisi ilgilendirmez, orada konuşulmaz diye. O zaman burada konuşalım. Bu olayların üzerinden belli bir süre geçti. Erdal bey geçen hafta ayakkabı kutusuyla geldi. Bizde doğal olarak partimiz adına cevap verme gereği duyuyoruz. Erdal bey konuştu, bizde cevap verdik. Erdal beyin her konuşmasına verdiğimiz her cevapta Erdal bey, yine Son Haber Gazetesinde gördüm kişisel açıklaması şuydu. Ali Soydan CHP'den nefret ediyor. CHP'den nefret etmesem de AK Parti'de siyaset yapıyorum. Benden nefret ediyor, bana cevap veriyor. Cevap vermek zorundayım, benim böyle bir misyonum var. Ali Soydan meclise en az devamlılık gösteren meclis üyesi. Bunun da bir yasal prosedürü vardır. Eğer çok devamsızlık yapıyor, üst üste üç oturuma katılmıyorsam meclis beni atar.

Buna bakmaya başlarsanız artık bel altı vurmaya başlarsınız. Fikirleri değil başka şeyleri konuşmaya başlarsınız. Dün de Erdal bey benim için sarı sosyalist dedi burada kürsüde. Beyin özürlü dedi. Halka sırtını dönmüş adam dedi. Dün ben belgelerle konuştum, bugünde belgelerle konuşuyorum. Ben Bulgaristan'da çiftçilik yapıyorum. Geçen yıl Haziran ayı sonuydu. Ben Bulgaristan'da buğdayını biçmiş akşam arkadaşlarımla ofisimin önünde oturmuş peynir ekmek yiyorduk. İl genel Meclisinden bir arkadaşımız geldi Bulgaristan'ın Luvimit ilçesine yanında hemcinsi olmayan bir arkadaşı vardı. Az ilerideki Otel Maritza'ya gitti. İkisi de evliydi. Ama ne yazık ki aydın insanlarla evliydi. Bende belgeleri var ikisi de o odaya girdiler ve çıktılar. Biz halkına sırtını dönük olan bizler buğday harmanı yaparken, Luvimit'teki Maritsa otelde neyin harmanını yaptıklarını bu insanlara anlatmak zorundalar. Eğer birileri bize ahlak dersi verecekse, parmağında başkasının yüzüğü, koynunda başkasıyla kimse bize ahlak dersi veremez. Cesur olanlar, arkasından korkmayanlar, cesurca insanların karşısına çıkarlar, konuşurlar. Aksi taktirde medya maymunluğu yapmak istiyorsak ben bir basın kuruluşunun yönetim kurulu başkanıyım. Balkan Basın Birliğinin başkanıyım. bu medya maymunluğunu o arkadaşlardan daha iyi yaparım.”