Müzik ve Sanat Köprüsü kurdular
Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı son sınıf öğrencileri, Şırnak Merkez’deki Şükrü Geliş Ortaokulu’nu müzik sınıfına kavuşturdu.
Şırnak Şükrü Geliş İlköğretim okuluna müzik sınıfı kurulmasının hikayesini anlatan öğrenciler, “Trakya Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra 2009 yılında ilk görev yeri olan Şırnak'a atanan öğretmen Aygül Ezer, müdür yardımcısı olduğu Şükrü Geliş Ortaokulu'na bir müzik sınıfı yapmak istedi. Müzik sınıfı yapılması için yeterli imkan olmadığını gören Ezer, mezunu olduğu Trakya Üniversitesi'ne bir e-posta göndererek yardım talebinde bulundu. Yardım talebine kulak veren üniversiteli öğrenciler, hocalarının da desteği ile 16 Kasım 2012 – 21 Ocak 2013 tarihleri arasında “Benim Müzik Sınıfım” adlı projeyi başlatarak; Beykent Koleji, Serhat Koleji ve Bahçeşehir Kolejlerinde konserler verdi. Düzenledikleri konserlerden topladıkları bağışlarla gerekli aletleri alarak müzik sınıfını kurdular” dediler.
EKİPTEN PİYANO VE FLÜT DİNLETİSİ
23 Ocak 2013 günü Trakya Üniversitesi Müzik Bölümü araştırma görevlisi Tuncay Yıldız ve proje koordinatörü Aygül Ezer'in de katılımıyla müzik sınıfının açılışı yapıldı. Açılışta piyano ve flüt dinletisi yapılırken, Şırnaklı öğrenciler ilk kez ünlü Azeri besteci Fikret Amirov'un ‘Minyatürler' ve Fransız flüt sanatçısı Jules Mouqaet'in ‘La Flute De Pon' isimli eserlerini dinlediler. Okulda mini konser veren araştırma görevlisi Tuncay Yıldız ve ekibi öğrencilerle katılımcıları doyasıya eğlendirdi. “Edirne'den Şırnak'a Müzik ve Sanat Köprüsü” ismi verilen müzik sınıfını müdür yardımcısı Aygül Ezer'in yardım çağrısıyla yaptıklarını belirten Tuncay Yıldız, “Buraya bir katkı sunmuşsak bu bizim için en önemli ödüldür. Trakya ile Şırnak kilometre açısından çok uzak olabilir ama gönüller bir olduktan sonra kilometrenin önemi yoktur” dedi.
HAYALDİ, MÜZİK SINIFI OLDU
Uzun zamandır hayali olan bir projeyi gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşayan Şükrü Geliş Ortaokulu Müdür Yardımcısı ve proje koordinatörü Aygül Ezer ise, “Hayalimdi, çünkü ben öğrencilerimin okulu sadece Fen, Matematik gibi derslerin işlendiği, salt bilgi bombardımanına tutulmuş bir yer olarak görmelerini istemedim. Bunun yanında her türlü aktivitenin yapılabileceği, müzik, resim ve sanatın da yer aldığı, enerjilerini boşaltabilecekleri güzel bir yer olarak düşünmelerini ve ve okulu daha çok sevmelerini istedim. Şartlar ne olursa olsun, insanlar hangi dili kullandığı ya da nereli olduklarını önemsemeden bir evrensellik çatısı altında tüm insanlığı bir arada tutan tek şey belki müziktir. Bu ortak çatıyı Edirne'den Şırnak'a uzattık biz. Umarım tüm şehirlerimiz arasında aynı evrensel müzik çatısı dostluk ve kardeşlik duyguları sonsuza dek sürer” dedi.