'Kapılarını kapatanlar kendi zihinlerini kapatıyor'
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Edirne'den Balkanlarda yeniden bütünleşme ve vizelerin kaldırılması çağrısı yaptı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Edirne'den Balkanlarda yeniden bütünleşme ve vizelerin kaldırılması çağrısı yaparak, 'Vizeler yoluyla kendi hudutlarını kapattıklarını sananlar, aslında vize yoluyla kendi zihinlerini, gönüllerini kapatıyorlar. Bu duvar yaşamaz, bu duvar bir gün çökecek' diye konuştu.
Bakan Davutoğlu, 4. Büyükelçiler Konferansının Edirne bölümünde Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi'nde 'Balkan Savaşı'ndan Balkan Barışı'na: 100. Yılında Türk Dış Politikası' başlıklı bir konuşma yaptı. Davutoğlu, konuşmasında, etkilendiği 4 yapının Zeytin Dağı'ndan baktığı Mescidi Aksa, Gırnata'daki Elhamra, Tac Mahal ve Selimiye olduğunu söyleyerek, Selimiye Camiye bakmanın ahengin, derinliğin, hem teknik hem de anlamdaki oranın önemini gösterdiğini belirtti ve Edirneli öğrencilere şöyle seslendi: 'Dinlenmek istiyorsanız, derslerden sıkıldıysanız, gidin Selimiye'yi görecek yerde oturun ve seyredin. Hatta aşıksanız gidin Selimeye'ye bakın. O güzelliğin başka bir aşka nasıl dönüştüğünü seyredin, eğer şiir yazmak istiyorsanız bir kapalı odada ilham gelmesini beklemeyin, Selimiye size nasıl şiir yazılacağını öğretir.' Edirne müdafaasında önemli rolü olan Şükrü Paşa'yı anımsatan Davutoğlu, Ankara'nın başkent olmasında bu müdafaanın çok önemli olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti: 'Edirne müdafaası 'Ben Avrupa'da kalacağım' iradesinin hattıdır. Türkleri Asya'ya sürme rüyasına karşılık Türkler tarih sahnesinde haykırdılar, 'Türkler Avrupalıdır ve Avrupada kalacaktır, Avrupa tarihi Türkler olmadan yazılmayacak' diye. Bu sadece bir şehrin direnişi değil, aynı zamanda büyük bir medeniyetin Avrupa'ya tutunma direnişidir.' Bakan Davutoğlu, Şükrü Paşa'nın emanetinin yerine geldiğini, bütün Avrupa krizle boğuşurken Türk ekonomisinin çok iyi olduğunu kaydetti. Türkiye'nin Balkanlar politikasını ve genel dış politikasını 'şehirlerin, devletlerarası ilişkilerin, Avrupa'nın ve küresel ortamın normalleşmesi' başlıkları altında anlatan Davutoğlu, 'Birlikte Balkan Savaşları'nın 100. yılında Balkan barışını ilan edelim, savaştık, hesaplaştık ama artık geleceği geçmişin önyargılarıyla değil, yeni bir vizyon üstüne kuralım. Geleceğe kriz odaklı değil, vizyon odaklı bakmak istiyoruz. Önyargı ile değil, bir ufukla bakmak istiyoruz' diye konuştu.
"BALKANLAR VE ORTADOĞUYA HAKSIZLIK YAPILIYOR"
Davutoğlu, Balkanlar ve Ortadoğu'ya büyük haksızlık yapıldığını, bu bölgelerin hep savaşlarla iç içe gibiymiş gibi gösterildiğini belirterek, oysa 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyıl hariç bu bölgelerin barış içinde yaşadıklarını kaydetti. Davutoğlu, Balkanlar için 'Savaşlarla geçen 20. yüzyıl bu bölgenin tarihinde maalesef kötü bir parantezdir. Biz bu parantezi kapatmak istiyoruz' dedi. Balkanların 20. yüzyılda yaşadığı savaşların kendi iradeleri ile çıkmış savaşlar olmadığını söyleyerek, artık bu dönemin geride bırakılması gerektiğini, Edirne ve diğer bütün Balkan şehirlerinin de artık doğal hinterlandlarına kavuşturulması gerektiğini bildirdi. Türklerin sadece Balkanlar ya da başka yakın bölgeler değil Myanmar'da bile şehidi bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, 'Bu sene oraya da büyükelçilik açacağız. Nerede bir şehidimiz varsa orada büyükelçiliğimiz olacak. Biz gücümüzü toprağın üstünden olduğu kadar toprağın altından da alırız' dedi.
Davutoğlu, asırlar boyunca Letonya'dan Yemen'e kadar her yerde şehit verildiğini anlatarak, 'Esir kamplarında savaş suçları işlenerek katledilen şehitlerimiz var, onların acıları konuşulmayacak, aynı millet kendini savunma hakkından da uzaklaştırılarak, doğuştan ve ebediyen suçlu addedilecek, buna izin vermeyiz' dedi. Türklerle Ermenilerin asırlarca birlikte barış içinde yaşadığını ifade eden Davutoğlu, 'Komşularımız olarak biz onların acılarına saygı duyuyoruz, ancak bizim acılarımıza da saygı duyulmalı. Ortak ağıtlar da yakabiliriz' diye konuştu.
"TARİHİN NORMALLEŞMESİNİ ENGELLİYORLAR"
Davutoğlu, Atatürk'ün Balkan Paktı ile ilgili sözlerini hatırlatarak, bu bölgede vizelerin kalkmasını ve sadece acıların değil güzel anıların da paylaşılması için çalıştıklarını söyleyerek, şunları kaydetti: 'Bulgar ve Yunan dostlara, Avrupa'ya vizeler kalksın diye bunun için diyoruz. Vizelerin kalkmasının önünde duranlar tarihin normalleşmesini engellemeye kalkanlardır. Biz çekinmiyoruz vizeleri kaldırıyoruz, çünkü gelene burada yer var diye düşünüyoruz. Vizeler yoluyla kendi hudutlarını kapattıklarını sananlar, aslında vize yoluyla kendi zihinlerini, gönüllerini kapatıyorlar. Biz bunu kaldırana kadar yani bir gün Edirneli bir kardeşim engelle karşılaşmadan Saraybosna'ya gidene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu duvar yaşamaz, bu duvar birgün çökecek. Artık Avrupa'nın önünde birkaç milyon dolar için bekleyen Türkiye yok, kendi ekonomisi, dinamizmi ile başka ülkelere deva olabilen bir Türkiye var. Biz onlara bir yük değil, bir nimetiz. Bir hasta adam değil, devayız, doktoruz. Bunu gördüklerinde Avrupa'nın geleceği daha iyi olacak.' Davutoğlu, bunları yaparken yeniden bir Osmanlı kurma rüyası içinde olmadıklarını, kimsenin toprağında gözleri olmadığını vurgulayarak, Balkanların en kuvvetli olduğu 16. yüzyılın da hiç yaşanmamış sayılamayacağını bildirdi. Bakan Davutoğlu, Balkanların birbirine yeniden entegre olmasını istediklerini söyleyerek, 'Genç nesil korku üstüne değil, vizyon üstüne bir gelecek kursun. Bu bölgesel bir sahiplenme olsun istiyoruz' diye konuştu. Bakan Davutoğlu, 'Bizim dış politikamızın esası, korktuğumuz coğrafyalarla bir şekilde, kalıcı ve ebedi bir şekilde tekrar bütünleşmek' dedi. AB üyeliğinin hala stratejik hedefleri olduğunu belirten Davutoğlu, şu anda AB'de çok büyük bir deprem yaşandığını, bu krizin nereye gideceğini kestirmenin çok güç olduğunu anlattı. 'Bu kriz yaygınlaşırsa bunun çaresine nasıl bakacağımızı birlikte konuşalım diyoruz' diyen Davutoğlu, ilerde belki AB içinde bazı havzalar oluşacağını, o zaman Balkanların da çekim alanı olması gerektiğini kaydetti. Davutoğlu, AB krizi sürerse bundan en olumsuz etkilenecek bölgenin Balkanlar olacağını belirterek, çünkü yakın geçmişteki mikro etnik çatışmalardan çıkış noktasının AB ile yeniden bütünleşmek umudu olduğunu, bu umudun ortadan kalkması durumunda çatışmaların yeniden alevlenebileceğini bildirdi. Davutoğlu, Balkanların parçalanma ya da büyük bir bölgesel eksen oluşturma arasında bir yerde durmasının mümkün olmadığını da belirtti. Bakan Davutoğlu, 'AB'ye girince niyetimiz kenar bir ülke olmak değil, aksine Avrupa'nın kaderini şekillendiren yeni bir Balkan coğrafyası oluşturmak' diye konuştu.
Trakya Üniversitesi Rektörü Enver Duran da Trakya Üniversitesi hakkında bilgi vererek, Balkan ülkeleri ile işbirliği için geniş imkanlar ayırdıklarını ve sınırlar ötesi bir üniversite olduklarını kaydetti. Princeton Üniversitesi'nden Prof. Dr. Heath Lowry de 'Osmanlıların 14. Yüzyılda Takip Ettiği Siyasetin Vasıtaları: Ekmek ve Çorba (Osmanlıda İmaretlerin Rolü)' başlıklı bir konuşma yaptı. Lowry, Davutoğlu'nu konuşmasını yapmak üzere takdim ederken, Davutoğlu'nun ABD'nin en çok seyahat eden dışişleri bakanı olan ABD Dışişleri Bakan Hillary Clinton'dan daha çok seyahat ettiğini kaydetti. Davutoğlu ile bir dönem yollarının ABD'de kendisinin ders verdiği üniversitede kesiştiğini aktaran Lowry, 'Ancak kendisine ders veremediğim için şu andaki başarılı kariyerine katkı yaptığımı maalesef söyleyemiyorum' diye konuştu.
Bakan Davutoğlu, 4. Büyükelçiler Konferansının Edirne bölümünde Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi'nde 'Balkan Savaşı'ndan Balkan Barışı'na: 100. Yılında Türk Dış Politikası' başlıklı bir konuşma yaptı. Davutoğlu, konuşmasında, etkilendiği 4 yapının Zeytin Dağı'ndan baktığı Mescidi Aksa, Gırnata'daki Elhamra, Tac Mahal ve Selimiye olduğunu söyleyerek, Selimiye Camiye bakmanın ahengin, derinliğin, hem teknik hem de anlamdaki oranın önemini gösterdiğini belirtti ve Edirneli öğrencilere şöyle seslendi: 'Dinlenmek istiyorsanız, derslerden sıkıldıysanız, gidin Selimiye'yi görecek yerde oturun ve seyredin. Hatta aşıksanız gidin Selimeye'ye bakın. O güzelliğin başka bir aşka nasıl dönüştüğünü seyredin, eğer şiir yazmak istiyorsanız bir kapalı odada ilham gelmesini beklemeyin, Selimiye size nasıl şiir yazılacağını öğretir.' Edirne müdafaasında önemli rolü olan Şükrü Paşa'yı anımsatan Davutoğlu, Ankara'nın başkent olmasında bu müdafaanın çok önemli olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti: 'Edirne müdafaası 'Ben Avrupa'da kalacağım' iradesinin hattıdır. Türkleri Asya'ya sürme rüyasına karşılık Türkler tarih sahnesinde haykırdılar, 'Türkler Avrupalıdır ve Avrupada kalacaktır, Avrupa tarihi Türkler olmadan yazılmayacak' diye. Bu sadece bir şehrin direnişi değil, aynı zamanda büyük bir medeniyetin Avrupa'ya tutunma direnişidir.' Bakan Davutoğlu, Şükrü Paşa'nın emanetinin yerine geldiğini, bütün Avrupa krizle boğuşurken Türk ekonomisinin çok iyi olduğunu kaydetti. Türkiye'nin Balkanlar politikasını ve genel dış politikasını 'şehirlerin, devletlerarası ilişkilerin, Avrupa'nın ve küresel ortamın normalleşmesi' başlıkları altında anlatan Davutoğlu, 'Birlikte Balkan Savaşları'nın 100. yılında Balkan barışını ilan edelim, savaştık, hesaplaştık ama artık geleceği geçmişin önyargılarıyla değil, yeni bir vizyon üstüne kuralım. Geleceğe kriz odaklı değil, vizyon odaklı bakmak istiyoruz. Önyargı ile değil, bir ufukla bakmak istiyoruz' diye konuştu.
"BALKANLAR VE ORTADOĞUYA HAKSIZLIK YAPILIYOR"
Davutoğlu, Balkanlar ve Ortadoğu'ya büyük haksızlık yapıldığını, bu bölgelerin hep savaşlarla iç içe gibiymiş gibi gösterildiğini belirterek, oysa 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyıl hariç bu bölgelerin barış içinde yaşadıklarını kaydetti. Davutoğlu, Balkanlar için 'Savaşlarla geçen 20. yüzyıl bu bölgenin tarihinde maalesef kötü bir parantezdir. Biz bu parantezi kapatmak istiyoruz' dedi. Balkanların 20. yüzyılda yaşadığı savaşların kendi iradeleri ile çıkmış savaşlar olmadığını söyleyerek, artık bu dönemin geride bırakılması gerektiğini, Edirne ve diğer bütün Balkan şehirlerinin de artık doğal hinterlandlarına kavuşturulması gerektiğini bildirdi. Türklerin sadece Balkanlar ya da başka yakın bölgeler değil Myanmar'da bile şehidi bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, 'Bu sene oraya da büyükelçilik açacağız. Nerede bir şehidimiz varsa orada büyükelçiliğimiz olacak. Biz gücümüzü toprağın üstünden olduğu kadar toprağın altından da alırız' dedi.
Davutoğlu, asırlar boyunca Letonya'dan Yemen'e kadar her yerde şehit verildiğini anlatarak, 'Esir kamplarında savaş suçları işlenerek katledilen şehitlerimiz var, onların acıları konuşulmayacak, aynı millet kendini savunma hakkından da uzaklaştırılarak, doğuştan ve ebediyen suçlu addedilecek, buna izin vermeyiz' dedi. Türklerle Ermenilerin asırlarca birlikte barış içinde yaşadığını ifade eden Davutoğlu, 'Komşularımız olarak biz onların acılarına saygı duyuyoruz, ancak bizim acılarımıza da saygı duyulmalı. Ortak ağıtlar da yakabiliriz' diye konuştu.
"TARİHİN NORMALLEŞMESİNİ ENGELLİYORLAR"
Davutoğlu, Atatürk'ün Balkan Paktı ile ilgili sözlerini hatırlatarak, bu bölgede vizelerin kalkmasını ve sadece acıların değil güzel anıların da paylaşılması için çalıştıklarını söyleyerek, şunları kaydetti: 'Bulgar ve Yunan dostlara, Avrupa'ya vizeler kalksın diye bunun için diyoruz. Vizelerin kalkmasının önünde duranlar tarihin normalleşmesini engellemeye kalkanlardır. Biz çekinmiyoruz vizeleri kaldırıyoruz, çünkü gelene burada yer var diye düşünüyoruz. Vizeler yoluyla kendi hudutlarını kapattıklarını sananlar, aslında vize yoluyla kendi zihinlerini, gönüllerini kapatıyorlar. Biz bunu kaldırana kadar yani bir gün Edirneli bir kardeşim engelle karşılaşmadan Saraybosna'ya gidene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu duvar yaşamaz, bu duvar birgün çökecek. Artık Avrupa'nın önünde birkaç milyon dolar için bekleyen Türkiye yok, kendi ekonomisi, dinamizmi ile başka ülkelere deva olabilen bir Türkiye var. Biz onlara bir yük değil, bir nimetiz. Bir hasta adam değil, devayız, doktoruz. Bunu gördüklerinde Avrupa'nın geleceği daha iyi olacak.' Davutoğlu, bunları yaparken yeniden bir Osmanlı kurma rüyası içinde olmadıklarını, kimsenin toprağında gözleri olmadığını vurgulayarak, Balkanların en kuvvetli olduğu 16. yüzyılın da hiç yaşanmamış sayılamayacağını bildirdi. Bakan Davutoğlu, Balkanların birbirine yeniden entegre olmasını istediklerini söyleyerek, 'Genç nesil korku üstüne değil, vizyon üstüne bir gelecek kursun. Bu bölgesel bir sahiplenme olsun istiyoruz' diye konuştu. Bakan Davutoğlu, 'Bizim dış politikamızın esası, korktuğumuz coğrafyalarla bir şekilde, kalıcı ve ebedi bir şekilde tekrar bütünleşmek' dedi. AB üyeliğinin hala stratejik hedefleri olduğunu belirten Davutoğlu, şu anda AB'de çok büyük bir deprem yaşandığını, bu krizin nereye gideceğini kestirmenin çok güç olduğunu anlattı. 'Bu kriz yaygınlaşırsa bunun çaresine nasıl bakacağımızı birlikte konuşalım diyoruz' diyen Davutoğlu, ilerde belki AB içinde bazı havzalar oluşacağını, o zaman Balkanların da çekim alanı olması gerektiğini kaydetti. Davutoğlu, AB krizi sürerse bundan en olumsuz etkilenecek bölgenin Balkanlar olacağını belirterek, çünkü yakın geçmişteki mikro etnik çatışmalardan çıkış noktasının AB ile yeniden bütünleşmek umudu olduğunu, bu umudun ortadan kalkması durumunda çatışmaların yeniden alevlenebileceğini bildirdi. Davutoğlu, Balkanların parçalanma ya da büyük bir bölgesel eksen oluşturma arasında bir yerde durmasının mümkün olmadığını da belirtti. Bakan Davutoğlu, 'AB'ye girince niyetimiz kenar bir ülke olmak değil, aksine Avrupa'nın kaderini şekillendiren yeni bir Balkan coğrafyası oluşturmak' diye konuştu.
Trakya Üniversitesi Rektörü Enver Duran da Trakya Üniversitesi hakkında bilgi vererek, Balkan ülkeleri ile işbirliği için geniş imkanlar ayırdıklarını ve sınırlar ötesi bir üniversite olduklarını kaydetti. Princeton Üniversitesi'nden Prof. Dr. Heath Lowry de 'Osmanlıların 14. Yüzyılda Takip Ettiği Siyasetin Vasıtaları: Ekmek ve Çorba (Osmanlıda İmaretlerin Rolü)' başlıklı bir konuşma yaptı. Lowry, Davutoğlu'nu konuşmasını yapmak üzere takdim ederken, Davutoğlu'nun ABD'nin en çok seyahat eden dışişleri bakanı olan ABD Dışişleri Bakan Hillary Clinton'dan daha çok seyahat ettiğini kaydetti. Davutoğlu ile bir dönem yollarının ABD'de kendisinin ders verdiği üniversitede kesiştiğini aktaran Lowry, 'Ancak kendisine ders veremediğim için şu andaki başarılı kariyerine katkı yaptığımı maalesef söyleyemiyorum' diye konuştu.