'kadına şiddet durmayacaktır.'
Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları, uluslararası ve ulusal hukukun samimi sahibi ve takipçisi olacaklarını açıkladı.
CHP Kadın Kolları İlçe Başkanı Reyhan Sönmez, 'Tüm dünyada kadınlar, kadın olduklrı için şiddete uğruyorlar. 25 Kasım, 'Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü', 1981'den bu yana Latin Amerika'da, 1999 yılından bu yana da tüm dünyada bu yalın gerçeği haykırma işlevi görür. Türkiye'de 25 Kasım, şiddet sorununun gündeme getirildiği gün olarak, 2000 yılından bu yana giderek artan bir ilgi ve önem kazanmıştır." dedi.
Sönmez, yaşadığımız 2011 yılında da kadına yönelik şiddet çocuğa yönelik şiddetle birlikte, dünyanın en yaygın insan hakları ihlallerinden biri olduğunun altını çizdi.
Dünyada her üç kadından biri fiziksel şiddet yaşadığını, her 6 dakikada bir, bir kadına tecavüz edilmekte olduğunu ve Ülkemizde de kadına yönelik şiddetin yaygın ve günlük gerçeklerimizden biri olduğunu ifade etti.
Sönmez açıklamasında şunları kaydetti: "Şiddet, kadınları yaşamdan ve toplumsal - siyasal alanlardan uzaklaştırmanın, onlara eşit olmadıklarını öğretmenin ve öyle yaşatmanın en önemli aracıdır. Ne var ki kadına yönelik şiddetten sadece şiddete uğrayan kadın değil, çoeuk1anndan başlayarak herkes, bütün kurumlar ve bütün toplum zarar görür.
Kadına yönelik aile içi şiddet; namus cinayetleri; sokakta ve işyerinde aşağılama, yıldırma ve taciz; her türüyle ortadan kaldırılmalı. Şiddetin her türünü durmaksızın besleyen çalışmaya, eğitime ve sağlığa erişimdeki eşitsizlikler giderilmeli. Bunlar, yalnızca belediye sorumluluğuna bırakılarak altından kalkılabilecek türden sorunlar değildir. Tüm bakanlıklar görevlerini yerine getirirken bu mücadeleyi görev alanlarının bir parçası olarak içselleştirmeli. Devlet, yasamadan yargı ve yürütmeye, tüm organları ile harekete geçilmeli. Çünkü kadına karşı şiddet koruma önleme, kovuşturma, politika geliştirme gibi doğrudan devleti ilgilendiren dört boyutlu çözüm gerektirir.
Ülkemizde, Adalet Bakanlığı'nın resmi istatistiklerine göre, iki binli yılların başlarında yılda 66 olan kadın cinayeti sayısının, bu yılların sonunda bini aşmış olması gerçeğinin nedenleri ciddiyetle sorgulanmalı. Hükümet, kendi yönetim döneminde, son on yılda, kadın cinayetlerinde görülen binde 1400' lük artışın hesabını vermeli. Kadına karşı şiddet, öncelikle bir zihniyet sorunudur. Kadına şiddetin asıl nedeni mevcut siyasal iktidarın kadına bakış açısında yatmakta. Kadını ikinci sınıf vatandaş gören, üç çocuk doğur önerisiyle evine kapatan, toplumsan yaşamın dışına iten anlayış iktidardan uzaklaştırılmadıkça kadına şiddet durmayacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için geliştirilen uluslararası ve ulusal hukukun samimi sahibi ve takipçisi olacaktır. Bu sorun ortadan kaldırılıncaya kadar da bu tavrını kararlı bir biçimde sürdürecektir."
Sönmez, yaşadığımız 2011 yılında da kadına yönelik şiddet çocuğa yönelik şiddetle birlikte, dünyanın en yaygın insan hakları ihlallerinden biri olduğunun altını çizdi.
Dünyada her üç kadından biri fiziksel şiddet yaşadığını, her 6 dakikada bir, bir kadına tecavüz edilmekte olduğunu ve Ülkemizde de kadına yönelik şiddetin yaygın ve günlük gerçeklerimizden biri olduğunu ifade etti.
Sönmez açıklamasında şunları kaydetti: "Şiddet, kadınları yaşamdan ve toplumsal - siyasal alanlardan uzaklaştırmanın, onlara eşit olmadıklarını öğretmenin ve öyle yaşatmanın en önemli aracıdır. Ne var ki kadına yönelik şiddetten sadece şiddete uğrayan kadın değil, çoeuk1anndan başlayarak herkes, bütün kurumlar ve bütün toplum zarar görür.
Kadına yönelik aile içi şiddet; namus cinayetleri; sokakta ve işyerinde aşağılama, yıldırma ve taciz; her türüyle ortadan kaldırılmalı. Şiddetin her türünü durmaksızın besleyen çalışmaya, eğitime ve sağlığa erişimdeki eşitsizlikler giderilmeli. Bunlar, yalnızca belediye sorumluluğuna bırakılarak altından kalkılabilecek türden sorunlar değildir. Tüm bakanlıklar görevlerini yerine getirirken bu mücadeleyi görev alanlarının bir parçası olarak içselleştirmeli. Devlet, yasamadan yargı ve yürütmeye, tüm organları ile harekete geçilmeli. Çünkü kadına karşı şiddet koruma önleme, kovuşturma, politika geliştirme gibi doğrudan devleti ilgilendiren dört boyutlu çözüm gerektirir.
Ülkemizde, Adalet Bakanlığı'nın resmi istatistiklerine göre, iki binli yılların başlarında yılda 66 olan kadın cinayeti sayısının, bu yılların sonunda bini aşmış olması gerçeğinin nedenleri ciddiyetle sorgulanmalı. Hükümet, kendi yönetim döneminde, son on yılda, kadın cinayetlerinde görülen binde 1400' lük artışın hesabını vermeli. Kadına karşı şiddet, öncelikle bir zihniyet sorunudur. Kadına şiddetin asıl nedeni mevcut siyasal iktidarın kadına bakış açısında yatmakta. Kadını ikinci sınıf vatandaş gören, üç çocuk doğur önerisiyle evine kapatan, toplumsan yaşamın dışına iten anlayış iktidardan uzaklaştırılmadıkça kadına şiddet durmayacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için geliştirilen uluslararası ve ulusal hukukun samimi sahibi ve takipçisi olacaktır. Bu sorun ortadan kaldırılıncaya kadar da bu tavrını kararlı bir biçimde sürdürecektir."