Hububat sezonu masaya yatırıldı
Edirne Ticaret Borsası Başkanı Özay Öztürk, 'Bizler hedefimizi 'daha çok iş, daha çok aş' olarak belirledik. insanımıza refahı ve zenginliği getirecek en önemli güç üretici ve üretimle entegre olmuş Türk özel sektörüdür ' dedi.
Edirne Ticaret Borsası tarafından düzenlenen 2017 Hububat Sezonu Değerlendirme Paneli bu sabah başladı.Panelin açış konuşmasını yapan Edirne Ticaret Borsası Başkanı Özay Öztürk,
“ Hububat sektörünün genel değerlendirilmesinin yapılacağı bu önemli toplantıda sizlerle birlikte olmaktan onur duyduğumu belirtiyor, davete icabet eden tüm misafirlerimize huzurlarınızda teşekkürlerimi sunuyorum. “şehirlerin sultanı, sultanlar şehri” Edirne'ye hoş geldiniz diyor, şahsım ve edirne ticaret borsası adına saygıyla selamlıyorum. Bölgemiz çeltikte; ülkemiz toplam ekim alanının %46,1 ini oluşturmakta, üretimin %46,8 ini karşılamaktadır. Buğdayda; ülkemiz toplam ekim alanının %7,2 sini oluşturmakta, üretimin %10,7 sini karşılamaktadır. Arpa ve dane mısırda; ülkemiz toplam ekim alanının %1'ini oluşturmakta, üretimin %1'ini karşılamaktadır.Bunlarla beraber çeltikten sonra en fazla üretime sahip olan ayçiçek ise ülkemiz toplam ekim alanının %51,7'sini oluşturmakta ve üretimin %45,1'ini karşılamaktadır. Bu rakamlar, bölgemizin ülke tarımı için vazettiği önemi ortaya koyan rakamlardır. Marmara bölgesined e bunu uyarladığımızda durum aynıdır. Her geçen gün kalitenin önemi bir kat daha artıyor. Rekabet gücümüzü artırmak için hedefimiz, standartlara uygun belki de üzerinde üretim yapmak olmalıdır. Yıllardır ilimizde ve bölgemizde yetiştirilen ürünlerin kalitesinin arttırılması adına sektördeki paydaşlarımızla birlikte, iyi niyetli çalışmalar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Gerek üyelerimizi ve üreticilerimizi bilgilendirmek amacıyla düzenlediğimiz programlar, gerekse kurduğumuz ürün ve toprak analiz laboratuvarları ile kalitenin arttırılmasına katkı sağlamaya yönelik çalışmalar yapmaktayız. olumlu sonuçlarını görmek bizleri mutlu ediyor. Bilgi ve teknolojinin sürekli bir değişim halinde bulunduğu günümüzde, özellikle küresel gelişmeleri sıkı takip etmeli ve daha çok çalışmalıyız. Birçok borsamız hem teknik hem de laboratuvar altyapılarını geliştirmiş, analizlere dayalı salon satışı yapabilecek kapasiteye erişmiştir. Salon satışlarında fiyatlar, kaliteyle doğru orantılı oluşmaktadır. Bu durum üreticilerimiz tarafından yakınen takip edilmekte ve çeşit seçimi tercihlerini etkileyen en büyük faktör durumundadır. Son yıllarda hız kazanan lisanslı depoculuk sistemi, tarım ürünlerinin pazarlanması konusunda farklı enstrümanları sektöre dahil edecektir. 40 bin ton kapasiteli lisanslı depomuz 2017 yılında faaliyete başlamış ve 37 bin ton alım gerçekleştirmiştir. birlikte çalışma ve destekleri için TMO Genel Müdürümüze huzurlarınızda tekrar teşekkür ediyorum. Sistemin yaygınlaşması için verilen desteklerin devam etmesi gereklidir. Ulusal ürün ihtisas borsasının kuruluş işlemlerinin tamamlanarak faaliyete geçmesini bekliyor ve destekliyoruz. Bizler hedefimizi “daha çok iş, daha çok aş” olarak belirledik. insanımıza refahı ve zenginliği getirecek en önemli güç üretici ve üretimle entegre olmuş Türk özel sektörüdür. Huzur ve istikrar; ticareti, yatırımı ve refahı arttıracaktır. Bu bağlamda üzerimize düşen görevi her koşulda yapmaya hazır olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum.” Dedi.
BUĞDAY EKİM ALANLARI AZALIYOR
Panelde konuşan Ulusal Hububat Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar da tarım ve gıda politikalarının hayati önem kazandığını belirtti. Hububatın doğrudan 20 milyon insanı, dolaylı olarak tüm ülkeyi ekonomik ve sosyal olarak etkilediğini ifade eden Taşpınar,
"Hububat, üzerinde en çok konuşulan, spekülasyon yapılan stratejik bir üründür. Bu açıdan hububatın gerek üretim gerekse ticareti üzerine oluşturulacak politikalar önemini gün geçtikçe artırmaktadır. Devletin ana görevi sürdürülebilir bir üretim ve ticaret için haksız rekabetin önüne geçmek, üretici ile tüketiciyi korumak olmalıdır. Bunun sağlanması için öncelikli olarak piyasada etkin bir gözetim ve denetim sistemi kurulmalıdır." diye konuştu.
Taşpınar, bundan 10 yıl önce 9 milyon hektar olan buğday ekim alanının seneler geçtikçe giderek azaldığını söyledi. Ekim alanlarının azalmasına rağmen buğdayda birim alanda alınan verimin arttığını aktaran Taşpınar, şunları kaydetti: "Birim alandan elde edilen verim artmıştır. Tüketim ise nüfus artışı, göçmen nüfus, artan turist sayısı, dışarıya yapılan yardımlar neticesinde öngörülenin üzerinde gerçekleşmektedir. Buğday, maalesef kıraç alanların ürünü ya da münavebe ürünü olarak görülmektedir. Buğday ekim alanlarında sınır değerlere ulaşılmış olup, bunun altına düşen ekim alanları kurak yıllarda üretim yetersizliği sorununu beraberinde getirecek. 2016 yılındaki su azalması ve fiyatların düşmesiyle 2017 çeltik ekim alanları da yüzde 10 daralmıştır. Üretimi artırıcı politikalar oluşturulmalı, ekim alanlarını koruyacak tedbirler acilen alınmalıdır. Türkiye'de 4,5 milyon hektar civarında nadas alanı bulunmaktadır. Tarımın iklim şartlarına bağımlılığını azaltmak için belli ilkeler çerçevesinde havzalar arasında su transferi yapılmalıdır. Ülkemizde enflasyonun en önemli nedeni tarım ve gıda olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu yanlışla birlikte gümrük fonlarının düşürülmesi de gündeme gelmektedir. İthalat söylemleri ürün hasat sezonlarında piyasaları olumsuz etkilemekte, çiftçiyi üretimden soğutmakta, hatta üretimden düşürmektedir. Gümrük vergisi düzenlemeleri iyi hesaplanmalı, vergiler düşürülecekse de hasat zamanı değil, ürünün en az olduğu zamanlarda uygulanmalıdır"
Taşpınar, Ulusal Hububat Konseyi'nin üretici, tüccar ve sanayicilerin tamamının hak ve menfaatlerini korumak, sektörün gelişmesine katkı vermesi amacıyla kurulduğunu sözlerine ekledi.
“LİSANSLI DEPOCULUĞU ÖNEMSİYORUZ”
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, lisanslı depoculuğu önemsediklerini belirterek, "Taraflara faydalı olacağına inanıyoruz. 2019 yılı itibarıyla TMO bütün alımlarını lisanslı depolarda yapıyor olacak." dedi. Kemaloğlu, Ulusal Hububat Konseyi ve Edirne Ticaret Borsası (ETB) tarafından ETB Konferans Salonu'nda düzenlenen "2017 Hububat Sezonu Değerlendirme" panelinde, insanlığın bugünü ve yarınında önemli olan stratejilerden su ve enerjiden sonra en önemli unsurun tarım olduğunu söyledi.
Dünyada nüfusla birlikte ortalama yaşam süresinin arttığını ve gıdaya olan talepte niteliğin değiştiğini anlatan Kemaloğlu, tüm bu değişimlerin yanında tarım ve gıda alanında yatırımların arttığını, tarımın coğrafi sınırları delen bir dünya haritası oluşturmaya başladığını söyledi. Kemaloğlu, "Bir ülke düşünün topraklarının yüzde kırka yakını başka ülkelerin fonlarıyla yönetiliyor. Coğrafi sınırlar bir rakama göre dünyada 207 milyon hektar toprak kiralamalara, satın almalara konu oluyor." diye konuştu. Açlıkla mücadele eden ülkelerin topraklarında tarımsal anlamda üretim yapıldığını, sorunun bölüşmede yaşandığını dile getiren Kemaloğlu, şunları kaydetti: "Dünyada 800 milyon insanın açlıkla mücadele ettiği söyleniyor. Dünya küresi üzerinde yaklaşık 12 milyar hektar karasal alan var, bu araziden tarım yapılabilecek arazi 4 milyar hektarın üzerinde. Dünyada 1,5 milyar hektarda tarım yapılıyor. Yani dünya geniş bir alanı kullanamıyor. Dünyanın en aç ülkeleri kim dersek, Afrika'daki ülkeler sayılır. Ne ilginçtir ki dünyanın en uzun nehri Nil, Afrika'daki 10 ülkeyi havzasına alır ve bugün dünyanın en çok arazi kiralaması, satın alması da dünyanın açlık çekilen ülkeleri Afrika'da yapılır. yaratıcı yarattığı insanları mağdur etmemiştir, yarattığı bütün kuluna üretim ve beslenme imkanı vermiştir, sorun bölüşüm ve paylaşım sorunudur. Dünyadaki aç 800 milyonu besleyecek yeterince buğday stoku vardır."
"TMO HAKEM OLMAK İSTİYOR"
Genel Müdür Kemaloğlu, lisanslı depoculuk sisteminin önemine değinerek, TMO olarak şartları eşit olarak alt yapısı oluşturulan sistemde hakem olmak istediklerinin altını çizdi.
İki yıla kadar kendilerinin de tamamen bu sisteme geçeceklerine işaret eden Kemaloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz TMO olarak hakem olmak istiyoruz. Saha koşulları iki taraf için eşit olduğunda hakem olursunuz. Bir tarafta üretici var, üretim sürecinde yaşadığı sıkıntıları var. Üretici dediğiniz kişi, ortalama 6 hektar arazisi olan, çarpın 300 kilo buğdayla 18 ton yani 1 kamyon buğdayı olan kişi. 'Bekle, hemen satma, fiyat düşmesin.' diyorsunuz. 'Beyim bana para lazım.' diyor. Onun için lisanslı depoculuk hikayesi dört duvardan ibaret bir hikaye değildir, altında derinlikler olan bir şeydir. TMO hakem olacaksa iki tarafın eşit şartlarda buluşacağı alt yapının kurulmuş olması lazım. Üreticinin ürününü bekletebileceği alt yapı olması lazım, üreticinin avansa kavuşması lazım, ancak bunu yaparsak sanayici, tüccar karşısında ayakta kalabilir, ürününü öteleyebilir. O yüzden lisanslı depoculuğu çok önemsiyoruz. Taraflara faydalı olacağına inanıyoruz. 2019 yılı itibarıyla TMO bütün alımlarını lisanslı depolarda yapıyor olacak. Bu sene 2 milyon ton buğday, 205 bin ton mısır aldık. Yaklaşık 335 bin tonunu lisanslı depolarda elektronik ürün senedi olarak aldık ve aynı şekilde satıyoruz yani kağıt hareket ediyoruz."
"ARTIK ŞİKAGO BELİRLEMİYOR"
Kemaloğlu, tarım köprüsü olması yanında hem de bir tarım üssü olan Türkiye'nin çok önemli bir kavşakta olduğunu söyledi. Geleceğin tarım, gıda ve hububatının Türkiye'nin etrafında döneceğini ifade eden Kemaloğlu, "10 yıl önce ABD dünyanın en önemli buğday ihracatçısıydı, bugün kim Rusya. Bugün dünyanın tahılı Karadeniz havzasında dönüyor. Bugün Karadeniz bölgesinin tahıl fiyatını Şikago belirlemiyor. Bu ne demek? Bölgesel bir borsaya ihtiyaç var. Lisanslı depoculuk, ürün ihtisas borsası hikayesi 10 yıl önce söylediğimiz rüyanın parçası. Bölgenin emtia borsası, Türkiye olmalı. Geldiğimiz noktada bu gerçekleşti. İnşallah gerekli hızı ve enerjiyi gösterirse bunu başaracağız."
"TMO'YA YAPILAN ELEŞTİRİLER"
Üreticinin TMO'yu eleştirdiği konular olduğunu da bildiklerini anlatan Kemaloğlu, şöyle devam etti: "TMO neden fiyatı geç açıklıyor? Biz nisanda da mayıs başında da fiyat açıklayabiliriz. Piyasa işliyorsa, üretici ürününü iyi fiyata satıyorsa niye hasat başlamadan fiyat açıklayacağız? Fiyat erken açıklamamanın temel gerekçesi üreticiyi korumaktır. Biz mağdur etmediğimizi düşünmüyoruz. Hasat başladığından itibaren TMO'nun depoları üreticinin hizmetinde, fiyat açıklanana kadar depo kira ücreti almıyoruz, fiyat açıklanana kadar önceki yılın alım fiyatıyla yüzde 30 avans veriyoruz. Önceliğimiz üreticiyi korumak, tüketiciye makul fiyatta ürününün ulaşmasını sağlamak. Bu çerçevede zaman zaman ithalat yapıyoruz. Hasat zamanı vergi düşürülmeseydi katılıyorum keşke düşürülmeseydi. Toplamda buğdayda vergi düşürüldü diye 1 gram buğday gelmedi. Gümrük vergisi düştü diye buna dayalı bir ithalat olmadı ama psikolojik bir etkisi oldu, fiyat düşüşlerine sebep oldu. Özünde görevimiz piyasayı düzenlemek."
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tohumculuk Daire Başkanı Mehmet Sığırcı, Edirne Ticaret Borsası Başkanı Özay Öztürk ve Konya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Çevik'in konuşması sonrası Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bayram Sade moderatörlüğünde panele geçildi.
AA/Özlem Ceylan