'Hayvancılık gelişti'
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu, Trakya bölgesinde hayvancılığın geliştiğini söyledi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu, Trakya'da şap hastalığının görülmeyişinin Avrupa Birliği ve Dünya Gıda Örgütü'nce tescillenmesinin ardından bölgede hayvancılığın çok daha geliştiğini söyledi. Arzu, Trakya'nın hayvancılık sektöründe önemli bir bölge olduğunu belirtti. Trakya'nın hayvan ihracı noktasında pilot bölge konumunda olduğunu bildiren Arzu, şöyle konuştu: ''Trakya'nın şaptan ari olmasının Avrupa Birliği ve Dünya Gıda Örgütü tarafından tescil edilmesinin ardından bölgede hayvancılık çok daha gelişti. Yurt dışı pazarlarına açılmamız anlamında pilot bölge konumundaki Trakya'da hayvancılığın gelişmişliği ortada. Sektör temsilcileri, bakanlığımız, TOBB, meslek birlikleri, kongrede hem bölgeye hem ülkemize ciddi katkılar sağlayacak sorunları konuşacaklar. Çıkacak sonuç bildirgesine göre, hem bakanlığımız hem sektör paydaşlarında bundan sonra yapması gereken çalışmalar konusunda fikir oluşacak''
"SÜT FİYATLARI BİZDE GERİLEDİ"
Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkan Yardımcısı Osman Vasfi Yasun, ''Biz, sektör büyürken, sanayici sektörü büyütürken, onların aynı zamanda bu kazanımlarda üreticiye de pay aktarmasını talep ediyoruz'' dedi.
Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkan Yardımcısı Osman Vasfi Yasun, , Türkiye'de sütle ilgili sorunların, hayvan sağlığı, süt sağlığı ve sütün pazarlanması gruplarında toplandığını söyledi. Okul Sütü Projesi'nin sürdürülebilir bir proje olmasını talep ettiklerinin altını çizen Yasun, ''Bu projenin mevsimsel arz fazlasını ortadan kaldırmak için uygulanan bir proje olmamasını, süreklilik ve sürdürülür olmasını talep ediyoruz. İnşallah bu projeler süt üreticisinin arz fazlası sütlerini, mevsimsel olan artışları ortadan kaldıracak, piyasayı rahatlatacak sistemler haline gelir'' diye konuştu.
Yasun, süt sektörü büyürken bundan üreticinin de faydalanması gerektiğine inandıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: ''2008'de yapılan ihracatla 2011'de yapılan ihracat arasında 3 kat artış var. Bu sektörün ne kadar büyüdüğünü gösteriyor. Biz sektör büyürken, sanayici sektörü büyütürken, onların aynı zamanda bu kazanımlarda üreticiye de pay aktarmasını talep ediyoruz. Geçen yıl süt fiyatları dünyada yüzde 24 artmışken, bizde süt fiyatları geriledi. Devletimiz bu kadar destekler verirken, ihracatımız artmışken neden bizde süt fiyatları dünya fiyatlarıyla eşdeğer olmuyor. Biz katma değerlerden pay alamazsak modernleşemeyiz, sürdürebilir üreticiler olamayız. Birileri zenginleşirken, bizler fakirleşmemeliyiz. Her şey kazanmak için yapılıyor, herkes kazandığı sürece bu işi yapıyor. Eğer biz bu işten kazanamazsak, her 3 senede bir hayvanlarımızın kasaba gitmesini engelleyemiyoruz. Bu işe dur demek lazımdır. Artık sokağa atılacak paramız yok. Hiç kimse daha fazla para kazanmak için birilerini kullanmazsın.''
"DESTEKLEMELER ARTTI"
Hayvancılık Genel Müdürlüğü Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık Daire Başkanlığı Ziraat Mühendisi Mehmet Küyük, son yıllarda süt desteklemelerinin artışından bahsetti.
Süt desteklemelerinin pek çok katkısı olduğunu ifade eden Küyük, ''Süt desteğindeki amaç, kayıt altına almak, sağlıklı üretimi gerçekleştirmek, piyasa istikrarına katkı sağlamak, süt sanayini geliştirmek. Bununla birlikte vergi kaçakçılığını da önlemiş oluyoruz. Desteklemeler son yıllarda arttı. Süt desteğinden yararlanan üretici sayısı 2002'de 120 bin kişiyken 2011'de 391 bin kişiye kadar çıktı'' diye konuştu.
''SÜT STRATEJİK BİR ÜRÜNDÜR''
Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muhittin Özder ise, yıllarca hayvansal ürün tüketiminde, bu ürünlerin zararlı olduğuna yönelik yapılan açıklamalarla kandırıldıklarını ifade etti. Avrupa ve Amerika ile karşılaştırıldığında Türkiye'de hayvansal protein tüketiminin az olduğuna işaret eden Prof. Dr. Özder, şöyle konuştu: ''Yıllarca kolesterol denildi, sağlıksız dendi, et ve süt tüketiminde çeşitli engellemelerle karşılaştık. Biz günde 26 gram hayvansal ürün tüketirken gelişmiş ülkeler günde 70 gram civarında hayvansal protein tüketiyor. Süt tüketimimizde gelişmiş ülkelerin 2-3 misli altında. Gelişmiş ülkeler artık sütün sadece boy uzaması değil sütün aynı zamanda zeka gelişimiyle ilişkili olduğunu keşfettiler. Son yıllarda süt tüketimine önem verdiler. Bu noktada dikkati çeken ülkeler başında Çin geliyor, 10 yılda Çin süt tüketimini kişi başına 3 misline katladılar. Çin süt tüketimini devlet politikası haline getirerek, günde kişi başı 1 litre tüketimi hedefliyor. Süt stratejik bir üründür, diğer ürünlerle karşılaştırılmaması lazım. Çünkü hayvansal proteini elde ettiğimiz en ucuz kaynak süttür. Bir toplumun sağlıklı nesiller yetiştirmesi için süt son derece önemli.'' Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilal Bilgin de sektörde markalaşma sorunları hakkında dinleyicilere bilgi verdi.
"SÜT FİYATLARI BİZDE GERİLEDİ"
Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkan Yardımcısı Osman Vasfi Yasun, ''Biz, sektör büyürken, sanayici sektörü büyütürken, onların aynı zamanda bu kazanımlarda üreticiye de pay aktarmasını talep ediyoruz'' dedi.
Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkan Yardımcısı Osman Vasfi Yasun, , Türkiye'de sütle ilgili sorunların, hayvan sağlığı, süt sağlığı ve sütün pazarlanması gruplarında toplandığını söyledi. Okul Sütü Projesi'nin sürdürülebilir bir proje olmasını talep ettiklerinin altını çizen Yasun, ''Bu projenin mevsimsel arz fazlasını ortadan kaldırmak için uygulanan bir proje olmamasını, süreklilik ve sürdürülür olmasını talep ediyoruz. İnşallah bu projeler süt üreticisinin arz fazlası sütlerini, mevsimsel olan artışları ortadan kaldıracak, piyasayı rahatlatacak sistemler haline gelir'' diye konuştu.
Yasun, süt sektörü büyürken bundan üreticinin de faydalanması gerektiğine inandıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: ''2008'de yapılan ihracatla 2011'de yapılan ihracat arasında 3 kat artış var. Bu sektörün ne kadar büyüdüğünü gösteriyor. Biz sektör büyürken, sanayici sektörü büyütürken, onların aynı zamanda bu kazanımlarda üreticiye de pay aktarmasını talep ediyoruz. Geçen yıl süt fiyatları dünyada yüzde 24 artmışken, bizde süt fiyatları geriledi. Devletimiz bu kadar destekler verirken, ihracatımız artmışken neden bizde süt fiyatları dünya fiyatlarıyla eşdeğer olmuyor. Biz katma değerlerden pay alamazsak modernleşemeyiz, sürdürebilir üreticiler olamayız. Birileri zenginleşirken, bizler fakirleşmemeliyiz. Her şey kazanmak için yapılıyor, herkes kazandığı sürece bu işi yapıyor. Eğer biz bu işten kazanamazsak, her 3 senede bir hayvanlarımızın kasaba gitmesini engelleyemiyoruz. Bu işe dur demek lazımdır. Artık sokağa atılacak paramız yok. Hiç kimse daha fazla para kazanmak için birilerini kullanmazsın.''
"DESTEKLEMELER ARTTI"
Hayvancılık Genel Müdürlüğü Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık Daire Başkanlığı Ziraat Mühendisi Mehmet Küyük, son yıllarda süt desteklemelerinin artışından bahsetti.
Süt desteklemelerinin pek çok katkısı olduğunu ifade eden Küyük, ''Süt desteğindeki amaç, kayıt altına almak, sağlıklı üretimi gerçekleştirmek, piyasa istikrarına katkı sağlamak, süt sanayini geliştirmek. Bununla birlikte vergi kaçakçılığını da önlemiş oluyoruz. Desteklemeler son yıllarda arttı. Süt desteğinden yararlanan üretici sayısı 2002'de 120 bin kişiyken 2011'de 391 bin kişiye kadar çıktı'' diye konuştu.
''SÜT STRATEJİK BİR ÜRÜNDÜR''
Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muhittin Özder ise, yıllarca hayvansal ürün tüketiminde, bu ürünlerin zararlı olduğuna yönelik yapılan açıklamalarla kandırıldıklarını ifade etti. Avrupa ve Amerika ile karşılaştırıldığında Türkiye'de hayvansal protein tüketiminin az olduğuna işaret eden Prof. Dr. Özder, şöyle konuştu: ''Yıllarca kolesterol denildi, sağlıksız dendi, et ve süt tüketiminde çeşitli engellemelerle karşılaştık. Biz günde 26 gram hayvansal ürün tüketirken gelişmiş ülkeler günde 70 gram civarında hayvansal protein tüketiyor. Süt tüketimimizde gelişmiş ülkelerin 2-3 misli altında. Gelişmiş ülkeler artık sütün sadece boy uzaması değil sütün aynı zamanda zeka gelişimiyle ilişkili olduğunu keşfettiler. Son yıllarda süt tüketimine önem verdiler. Bu noktada dikkati çeken ülkeler başında Çin geliyor, 10 yılda Çin süt tüketimini kişi başına 3 misline katladılar. Çin süt tüketimini devlet politikası haline getirerek, günde kişi başı 1 litre tüketimi hedefliyor. Süt stratejik bir üründür, diğer ürünlerle karşılaştırılmaması lazım. Çünkü hayvansal proteini elde ettiğimiz en ucuz kaynak süttür. Bir toplumun sağlıklı nesiller yetiştirmesi için süt son derece önemli.'' Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilal Bilgin de sektörde markalaşma sorunları hakkında dinleyicilere bilgi verdi.