'Doğru yıkama ile eldeki mikropların yüzde 99'u uzaklaştırılabilir'

15 Ekim Günü'nün, 2008 yılında 'Küresel El Yıkama Günü'  ilan edildiğini aktaran Prof. Dr. Yorulmaz 'Tüm bu tehlikelerden hem kendimizi hem de sevdiklerimizi korumanın en kolay ve etkili yolu, ellerin doğru biçimde yıkanmasıdır. Doğru bir biçimde yıkama ile eldeki mikropların yüzde 99,9'u uzaklaştırılabilir' dedi.

TAKİP ET

Çevre ile ilişkimizi sağlamada en önemli organ olan ellerle gün içinde pek çok yere, eşyalara, insanlara, paraya, elektrik anahtarlarına ve besinlere dokunulduğunu söyleyen Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, bu nedenle hastalıkları meydana getiren mikropların ve diğer kirliliklerin en kolay bulaşacağı organın eller olduğuna değindi.

Dünyada yapılan çalışmaların cep telefonların klozetlerden on kat daha fazla bakteri barındırdığı ortaya koyduğunu aktaran Prof. Dr. Yorulmaz; “Dokunduğumuz tüm bu maddeler sayısız mikrop ya da başka kirlilikler bulundurabilmektedir. Bulaşıcı hastalıkların % 80'i eller yoluyla taşınıyor. Milyonlarca mikropla temas eden ellerimizi baş ve boyun bölgemize sadece bir saatte 24 kez dokundurduğumuz belirlenmiştir. Sağlık Bakanlığımız bir saatte göz ve burnumuza 3'er kez, saç, yanak, ağız ve çenemize 4'er kez dokunduğumuzu bildirmektedir. Eğer ellerimiz yeterince temiz değil ise mevcut kirlilikleri ve mikropları böylece vücudumuza bulaştırabiliriz. Buna ek olarak ellerimiz yeterince temiz değilse dokunduğumuz çocuklarımıza, yaşlılarımıza, diğer aile bireylerine de mikrop ve diğer kirlilikler ile hastalık bulaştırmak mümkündür. Dokunduğumuz yiyecekler, tabaklar, kaşıklar, diğer eşyalar yolu ile de kirlilikleri ve artışını sürdürmekte olan koronavirüs de dâhil olmak üzere mikropları sevdiklerimize bulaştırmak mümkündür” ifadelerine yer verdi.

Toplu yaşanılan yerlerde ve özellikle okullarda doğru teknikle el yıkama işleminin alışkanlık haline getirilmesi gerektiğini aktaran Prof. Dr. Yorulmaz; “El hijyeni için en uygun yol, akarsu ve sabunla yapılan en az 30 saniye süreli el yıkama ile sağlanabilir. Doğru el yıkama alışkanlığımızın olması, aynı zamanda çocuklarımızın da bu alışkanlığı kazanmasında çok önemlidir. Çünkü çocuklar kendilerine söylenenlerden çok yaptıklarımızdan etkilenmektedir” dedi.

“El yıkamada kullanılacak sabun ve havlular kuru ve temiz olmalıdır”

El yıkamada kullanılacak sabun ve havluların kuru ve temiz olması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Yorulmaz; “Kalıp şeklindeki katı sabunlar, özellikle toplu yaşanılan yerlerde pek çok kişi tarafından defalarca kullanıldıkları için üzerlerinde birçok mikrop barındırırlar. Bu nedenle toplu yaşanan yerlerde ve kalabalık ailelerde katı sabun kullanımı uygun olmamaktadır. Eğer katı sabun kullanılıyorsa her kullanımdan sonra sudan geçirilerek, üzeri mekanik olarak temizlenmelidir. Bu tür ailelerde ve toplu yaşanılan yerlerde sıvı sabun daha uygundur, sadece ele alınan miktarı kullanılır, geriye kalanı ile temas olmaz. Ancak; sıvı sabun miktarı azaldığında, kaba ilave yapılmamalı, kaptaki sıvı sabun boşaltılıp yıkanıp kurulandıktan sonra kaba yeniden yeni sıvı sabun doldurulmalıdır. Özellikle kalabalık grupların kullanımı için (okullar, avm'ler gibi) sıvı sabun ile birlikte elleri kurulamak için kâğıt havlu kullanılmalıdır” ifadelerine yer verdi.

Sabun yoksa ne yapmalıyım?

Sabun ve şebeke suyu yoksa ikinci en iyi seçeneğin klorlu su ya da en az %60 alkollü el dezenfektanı olduğunu belirten Prof. Dr. Yorulmaz; “Bunların da bulunmadığı hallerde sabunlu su ya da kül bakterilerin giderilmesine yardımcı olabilir; ancak bu çözüm pek de etkili olmayabilir. Bu son yönteme başvurulmuşsa bulduğunuz ilk fırsatta ellerinizi yıkamanız, aradan geçen süre içinde insanlara ve yüzeylere dokunmaktan kaçınmanız önemlidir” dedi.

Ellerin kurulanması el temizliğinin önemli bir parçası olduğunu aktaran Prof. Dr. Yorulmaz, Kullanılan havlunun ıslak veya nemli olması mikroorganizmaların yıkanmış temiz ellere bulaşmasına neden olabileceğine dikkat çekti.

“Elleri yıkamak gibi kurulamak da önemli”

Elleri yıkamak gibi kurulamanın da önemli olduğu nu aktaran Prof. Dr. Yorulmaz,

“Mikroorganizmalar nemli ortamlarda daha iyi tutunabiliyor ve üreyebiliyor. Ellerin yıkandıktan sonra hemen kurulanması gerekiyor. Yapılan araştırmalar, el kurulamada elektrikli cihazlardansa kâğıt havlu ya da temiz bir havlunun daha etkili olduğunu ortaya koyuyor. Havluyla ovalanarak kurutulan elde, daha az mikrop kalıntısına rastlanıyor. İdeal olanı ellerin kâğıt havlular ile kurulanmasıdır. Bu mümkün değilse evde kullanılan havlular sık değiştirilmelidir. Ancak el yıkama bir takıntı haline de getirilmemeli, herhangi bir şeye dokunur dokunmaz el yıkamaya koşmak, günde 20, 30'lara hatta daha fazla sayılar ulaşan el yıkama da bir psikolojik hastalıktır, aynı zamanda böyle sık sık el yıkama el cildine de zarar vererek mikropların çok daha kolay yerleşeceği, el cildinin zayıflaması ile cilt altına, vücuda kolaylıkla mikropların girebileceği bir ortam yaratabilmektedir” şeklinde açıklamada bulundu.

Özlem Ceylan

Bakmadan Geçme