'Çözüm bulunmazsa turist kalmayacak'
Türk, Yunan, Bulgar Dostluk Grubu Derneği (TUYUB) Başkanı Önder Akdağ ve yönetim kurulu üyeleri dernek binasında basın mensuplarıyla bir araya gelerek Edirne'deki bazı esnafların yabancı turiste hileli gıda sattığını ve fahiş fiyat uyguladığını iddia ederek toplantı düzenledi.
Akdağ; “Turistlere yönelik satışı yapılan ürünlerde gıda terörü, sahte ürünler, otoparklar, fahiş fiyatlar, döviz kurlarında esnafın uyguladığı özel ve keyfi tarifeler. Gıda maddeleriyle ilgili nizamnameler ve talimatnameler var. Görünen şu ki Edirne'de bunları denetleyen bir kurum yok.”dedi
“Herkes kafasına göre fiyat uyguluyor”
Dernek Başkanı Önder Akdağ, döviz kurlarındaki dalgalanmalardan sonra Edirne'ye Bulgaristan ve Yunanistan'dançok sayıda turist geldiğini dile getirerek; “Dernek olarak konuyla ilgili uzun zamandır araştırmalar, sorgulamalar ve gözlemler yapıyoruz. Bu açıklama derneğimiz adına biraz geç kalmış bir açıklama olabilir fakat doğru ve yerinde bir açıklama yapmak adına bu günü bekledik.Turistlere yönelik satışı yapılan ürünlerde gıda terörü, sahte ürünler, otoparklar, fahiş fiyatlar, döviz kurlarında esnafın uyguladığı özel ve keyfi tarifeler. Gıda maddeleriyle ilgili nizamnameler ve talimatnameler var.Görünen şu ki Edirne'de bunları denetleyen bir kurum yok.Bugün Bostan pazarına indiğiniz zaman maalesef gıda terörünün bütün örneklerini görmek mümkündür.” Dedi.
“Müşteriler kandırılıyor”
Pazar araştırması yaparken Bostan Pazarı'nda birkaç mağazaya girdiğini örnekle açıklayan Akdağ; “Sızma zeytinyağı 5 kilosu 50 TL. Almak istedim, satıcı bana beyefendi bu size uymaz dedi.Neden uymaz? Zeytinyağı değil mi? Fiyatı da çok uygun.Bu demektir ki zeytinyağı adı altında gelen turiste başka yağlar satılıyor.Zaten zeytinyağının 5 kilosunun o kadara satılması mümkün değil.Şuanda bir akın yaşıyoruz fakat bu bizleri hileye hurdaya teşvik etmemeli.Bu alışverişin sürdürülebilirliği açısından herkesin üzerine düşen görevi eksiksiz yapması gerekiyor. Burada Kamu Kuruluşları, Valilik, Belediye, Tarım Müdürlüğü bu konuyla ilgili denetleme görevinde olan bütün kurumların üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu alışverişin ekonomimize getirdiği katkının çok uzun vadede devam edeceğini düşünmüyoruz.” Açıklamalarına yer verdi.
“Gıda terörünü yaşıyoruz”
Antep fıstıklı baklavanın 15 TL'ye satıldığını dile getiren Akdağ; “Antep fıstığının kilosu 200 TL bu bir gıda terörüdür. Milli ürünümüz olan baklavaya ve bizim ticari iştikakımıza aykırı bir durumdur. Bu konuda ciddi anlamda denetleme yapılmasıgerekiyor. Gıda ürünlerinin satışıyla ilgili kurallar tamamen ihlal ediliyor. Her şey sahte, deterjanından Antep fıstığına zeytinyağına kadar biz hangi ara bu kadar sahtekâr bir millet olduk?Bu konuda bir başıboşluk var.Bu durum böyle devam ederse yakın zamanda Edirne'ye gelen Bulgar ve Yunan sayısında ciddi düşüşler yaşanacak hatta gelmeyi kesecekler.Herkes kafasına göre bir kur uyguluyor.Yabancı gördükleri zaman farklı-farklı ücretler söylüyorlar. Konaklama yerleri de öyle, turist gördüklerinde tarife değişikliğine gidiyorlar” dedi.
“Altın yumurtlayan tavuğu kesmeyelim”
Edirne'nin esnafını ayakta tutan yabancı turistlerin olduğunu ifade eden Akdağ; “Bunu uzun vadeli kazançlara dönüştürmek varken bu şekilde hileli oyunlara ne gerek var. Bu tarz durumlar dostluk ilişkilerimize zarar verir. Bununla ilgili devletin duruma el koymasını istiyoruz. Edirne esnafında turizm bilinci yok. Meslek kuruluşlarının üyelerine bu turizmin daha sağlıklı ve sürdürülebilir olması için, turiste nasıl davranılacağı ve dil bilgisiyle ilgili eğitici seminerler vermesi gerekiyor. Turizm Müdürlüğü'nün bugün bununla ilgili kurslarve seminerler vermesi gerekiyor. Ekonomimize bu denli katkısı olan insanlar için bir şeyler yapmalıyız.Esnafımız da halkımız da acilen kendine bir rota çizmeli.” İfadelerini kullandı.
Akdağ, bu açıklamaları yaparken kimseyi hedef almadıklarını, Edirne'de ipin ucunun kaçtığını ve insanların sürekli kandırıldığını ifade ederek; Denetleme mekanizmasının acilen çalışması gerektiğini, sadece devletin denetleyicileri değil halkında duyarlı olması ve haksızlık gördüğünde şikâyette bulunarak konuyu çözüme kavuşturması gerektiğini vurguladı.
Özlem Ceylan