'Bilimin emrindeyiz'
Edirne Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen 'Edirne'nin Arkeolojik Kimliği ve Turizm Potansiyeli' konulu konferansta konuşan Belediye Başkanı Recep Gürkan, bilimin emrinde olduklarını söyledi.
Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Konferans salonunda, Edirne Belediye Başkanlığı tarafından "Edirne'nin Arkeolojik Kimliği ve Turizm Potansiyeli" konulu konferans düzenlendi. Konferansa Edirne Valisi Dursun Ali Şahin, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Lalapaşa Kaymakamı Faysal Yılmaz, İlçe belediye başkanları, STK temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. Konferansın fiziki olarak gerçekleşmesini Belediye olarak kendilerinin sağladığını ancak fikir babasının Prof. Dr. Engin Beksaç olduğunu belirten Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Beksaç'a teşekkür etti. Edirne'nin her türlü çalışmayı, her türlü özveriyi ve her türlü fedakarlığı sonuna kadar hak eden bir kent olduğunu belirten Gürkan, konferansta yaptığı konuşmada şunları söyledi; "Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver'in meşhur bir sözü var; 'her şey biter Edirne bitmez.' Bu gerçekten böyle. Edirne gibi bir şehirde yaşayanlar olarak gerçekten şanslı insanlarız. Ben bilim insanlarından şunu bekliyorum, bize yol gösterecekler, bize ışık tutacaklar, bizim önümüzü açacaklar, bizi aydınlatacaklar, bizi doğru yola kanalize edecekler ve biz onların açtığı o ışıklı yolda durmadan yürümeye devam edeceğiz. Dünyada çok yer gezmiş birisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Edirne'de gerçekten hem arkeolojik anlamda, hem tarihi kültürel miras anlamında ve sanat anlamında olağanüstü bir varlığa sahibiz. Peki bunu nasıl değerlendireceğiz? Bu varlıkları hem geleceğe taşımak, diğer taraftan da insanlığın ortak kültürel mirası haline getirerek tüm insanlığın bundan yararlanmasını sağlamak gerekiyor. Fakat bunun yanında bu bölgede yaşayanların da ekonomik olarak bunlardan yararlanmasını sağlamalıyız. Edirne'de kazılarımız var. Peki ne oranda ilerleyebiliyor? Ne hızla ilerleyebiliyorlar? Kamu, devlet bunlara hak ettiği katkıyı verebiliyor mu? Uzun yıllardır devam eden ve bu hızla giderse uzun yıllar sürecek bir saray kazımız var. Gönül istiyor ki bu saray kazısı çok daha hızlı bitsin. Bu toplantıdan sonra şöyle bir önerim olacak; Edirne'deki kazılarla ilgili bir fon oluşturmamız gerekiyor. Buna kaynak bulabiliriz. Bu kazıları mevcut durumlarından daha iyi bir noktaya taşıyacağımızdan eminim. Bunu mutlaka yapacağız. Edirne Belediyesi olarak Tarihi İkizevler Konağını, Eski Vali Konağını ve Hafızağa Konağını mülkiyetiyle beraber Belediyemize aldık. Hafızağa Konağında önümüzdeki günlerde bir restorasyon çalışmamız olacak. Bununla eş zamanlı olarak orada bir kent müzesi çalışması yapıyoruz. Hazırlıklar tamamlandı. Önümüzdeki haftalarda restorasyon ve müze çalışmaları eş zamanlı olarak başlayacak. Elektrik fabrikasının restorasyonuna da başlamıştık. Tahmin ediyorum önümüzdeki yazın ortalarında bitmiş olacak. Orasını Edirne'nin ihtiyacı olan bir kültür merkezi olarak hizmete açmayı planlıyoruz. Biz bilimin emrindeyiz. Bilim insanlarının önümüzü açacağı çalışmalara ihtiyacımız var. Lütfen bilimin ışığıyla bizi aydınlatın."
"BU ŞEHİRDE GÖREV YAPMANIN MUTLULUĞU İÇERİSİNDEYİM"
Edirne gibi güzel bir şehirde Vali olarak görev yapmanın mutluluğu içerisinde olduğunu söyleyen Edirne Valisi Dursun Ali Şahin, konferansta yaptığı konuşmada; “Böyle tarihi atmosferi olan bir şehirde görev yapanlara ne mutlu diyorum. Bu şehrin bir artısı daha var ki Osmanlı'ya bir asır başkentlik yapmış. Bizim mirasımız her şeyin ötesinde Osmanlı'nın bize bıraktığı bu kültürel varlıklardır. Bu kültürel varlıklardır ki bugün Edirne'miz toplamda iki buçuk milyona yakın misafirini karşılamakta ve bağrına basmaktadır. Bu ne kadar güzel bir kazanımdır. Ben her zaman ifade ediyorum, diyorum ki; Edirne'nin üstü bir alem, altı bir alem. Edirne'de neredeyse 3-4 bin esnafımız kazançlarını tarihi eserler için gelenlerden elde ediyor. Bu güzel mutluluğu bütün Edirneliler taşıyor. Ve ben bu vesileyle diyorum ki; Edirne Allah'ın güzel kulları olan Edirnelilere ihsan edilmiş bir şehir. Ancak eksikliklerimiz de var. Bardağın boş tarafına da bakmak lazım. Edirne tam olarak istediğimiz anlamda bir değişim gösteremedi. 1900'lerin başında çıkan büyük yangında Edirne'de 1400 bina kül oldu. O zamanın büyük insanı II. Abdülhamit'in fermanıyla özel projeler yaptırılarak Kaleiçi yenileniyor. Ancak Osmanlı'nın torunları gelip o binaları üç kuruş kazanacağım diye yerle bir etti. O binalar bu güne kalsaydı görünümleri farklı olurdu. Edirne'de en güzel yaptığım şeylerden biri lazer tarama cihazının alınması. Şu an Türkiye'de bu araçtan 18 tane var. En modern olanı bizde. Bu lazer tarama cihazı 600 bin TL civarında. Bu cihazla binaların röntgenleri çekiliyor. Tahrip olmuş binaları bu cihaz sayesinde diriltmeye çalışıyoruz. Bu güzellikleri Edirne'ye bir an önce kazandırmak lazım. Keşke devlet bu işlere 30-40 sene öncesinden el uzatsaydı da o güzelim binalar tahrip olmadan kurtarılsaydı” dedi. Konferans konuşmacıların yaptıkları konuşmalar ve Edirne'deki arkeoloji kazıları hakkında yapılan sunumların ardından sona erdi.
Durdu Ünsal