'Aşıdan korkma!'
Yaklaşık bir yıldır devam eden koronavirüs salgını ve aşı hakkında duyulan endişe ruh sağlığı için büyük risk oluşturuyor. Aşı süreci tüm dünya için umut verici ancak bazıları için gergin bir bekleyiş söz konusu. Psikiyatri Uzmanı Nurettin Kargı, iğne korkusu olan insanlara aşılama sürecinde hassasiyet gösterilmesi gerektiğini söyleyerek yapılması gerekenleri anlattı. Uzm. Dr. Kargı, 'İnsanların ilime ve bilime inanması konunun uzmanlarına kulak vermek en akılcı yoldur' dedi.
Aylardır mücadele edilen virüste aşının bulunması insanlara umut vadetse de birçok insan pandemi yüzünden psikolojik ve fiziksel sorunların kıyısında yaşıyor. Koronavirüs aşılama sürecinin devam ettiği bugünlerde aşı fobisi olan insanlar için Sağlık Bakanlığı ve bakanlığa bağlı kuruluşlara büyük iş düşüyor. 2019 yılı sonunda Çin'de ortaya çıkan Kovid-19 virüsünün Türkiye'de ve tüm dünyada binlerce insanın ölümüne neden olduğunu aktaran Psikiyatri Uzmanı Nurettin Kargı, bu durum karşısında ülkelerin salgının önlenmesi hususunda tedbirler almak zorunda kaldıklarını söyledi.
“Aşıdan korkma!”
Virüse karşı etkili ilacın olmaması ve hastalıktan koruyan aşının bulunmaması sonucu, vatandaşların tüm psikolojilerini yerle bir ettiğini dile getiren Dr. Kargı, “Adeta halk kime inanıp kime güveneceğini bilemez olmuş. Okulların kapanması eğitimi ciddi şekilde etkilemiş çocuklar ve gençler eve kapanmak zorunda kalmış online eğitime geçilmiş. Zaten yeni kuşakta sorun olan internet bağımlılığı, bu yeni durum karşısında, internet kullanımı zorunlu olarak artmış, çocukların ve ergenlerin sosyalleşmeleri olumsuz yönde etkilenmiş. Ailelerin aman karşısında sarılma, dokunma, mesafeli dur temizliğine dikkat et, ellerini yıka sağa, sola dokunma şeklindeki tembihleri adeta bizim obsesif kompulsıv bozukluk diye adlandırdığımız, takıntı hastalığına zemin hazırlanmıştır.” Şeklinde konuştu.
20'inci yüzyılın başlarında çiçek, kızamık, difteri, tetenoz, tifo, veba, kabakulak, sıtma, verem gibi virütik ve baktariyel enfeksiyonların büyük halk sağlığı sorunlarına ve ölümlere yol açmış olduğunu dile getiren Kargı, aynı dönemde tıpta enfeksiyon hastalıklarının tanı ve tedavilerindeki gelişmelerin geliştirilen aşılar sayesinde enfeksiyon hastalıklarının yaygınlığında ve ölüm oranlarında önemli mesafeler alındığını söyledi.
40-50 yıl önce çocukların dahi aşılardan korkmadığını belirten Dr. Kargı, ”Okullarda aşı yapılacak denilince kimse itiraz etmez, tatil verilecek diye hem sevinen hem de aşı iğnesinin acısı ile korkar, kimimiz ağlar fakat çaresiz öğretmen kollarınızı sıvar aşımızı yaptırırdık. Şimdi ki ben çocuğuma aşı yaptırmamamı aşı daha kötü yapıyor, konunun uzmanı olmayan kişilerin beyanları gibi bilgi kirliği olmazdı.” Dedi.
“Nerede yanlış yaptık?”
İnsanoğlunun diğer canlı varlıklar gibi ölümlü olduğunu hatırlatan Uzm. Kargı, “Ancak elektron mikroskobu ile görülebilen, kimilerinin hani virüs nerede bana göster gibi laflar etmesi, bu virüsün dünyamızı esir alması yeryüzünün en akıllı yaratığı denilen insanoğlunun düştüğü çaresizlik ve yıkım acaba bizi nerede yanlış yaptık, insanların ellerini başına koyup düşünmesi gerekmez mi?” diye sordu.
“Şimdilerde tetenek olduk”
Dünyanın varoluşundan bu yana milyonlarca yıl geçtiğini fakat 40-50 yıl içinde insanoğlunun çevreye, denizlere, göllere, ırmaklara, ormanlara, doğaya ve taşa verdiği zararların inanılmaz boyutlara ulaştığını belirten Kargı, “Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin sahillerini 2 ay kullanacağız diyerek Rize'den- Hatay'a kadar beton yığını yazlıklarda doldurduk, denizleri kirlettik. Tarlaları suni gübre ile zehirleyip toprağın doğasını bozduk. Eskiden her sebze ve meyvenin zamanında yer lezzet alır, karpuz kabuğu denize düşmeden denize girmezdik. Hastalandığımız zaman öncelikle dinler, hafif başımız ağrısa en ufak bir şikayette hastane koridorlarını doldurup 1 torba ilaçla eve dönmez o doktoru beğenmeyip başka doktora gitmez verilen tedaviyi uygular erken yatar erken kalkardık. Tek kalem ve silgi ile idare eder sokandan kan ter içinde kalıncaya kadar oynar okulda kış aylarında sınıfta öksürür, burnumuz akar, çok acil olmadıkça hocamız eve göndermez ne virüs ne bakteri deyip grip veya üşütme diye geçiştirirdik. Şu ölmüş bu ölmüş diye korkutucu laflar duymazdık. Şimdi ise halk dilinde tetenek olduk.” İfadelerini kullandı.
“Kişiler ilime ve bilime güvenmelidir”
Pandeminin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen henüz hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde etkili bir ilaç bulunamamış, çeşitli ülkelerin aşı konusundaki çalışmalarında aşılar onaylanmış olduğunu ve uygulanmaya başlandığını söyleyen Dr. Kargı, Kovid-19 virüsü hakkında mevcut olan bilgi kirliliğinin aşı konusunda da görülmekte olduğunu belirtti. Sosyal medyada dolaşan konuların kişilerin aşıdan daha çok korkmasını sağladığını ifade eden Kargı, “İnsanların kafasını karıştırıcı sosyal medyada dolaşan konunun uzmanı olan olmayan kişilerce yapılan paylaşım ve yorumlar topluma olumsuz yönde etkilemektedir. İnsanların ilime ve bilime inanması konunun uzmanlarına kulak vermek en akılcı yoldur.” Dedi.
Özlem Ceylan