Aile Yılı'nda ebeveynlere çarpıcı uyarı: 'Ekranla büyütmeyin'
2025 Aile Yılı etkinlikleri çerçevesinde Edirne Valiliği himayelerinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SODAM)tarafından ailelere yönelik 'Eğitimin ABÇ'si: Anne, Baba, Çocuk' konulu seminer düzenlendi. Seminerde sunum yapan Psikolojik Danışman ve Eğitmen Mehmet Hilmi Eren, aile ve çocuklar arasında sağlıklı iletişim kurma yolları, sosyal medyayı etkin kullanım, çevresel faktörler gibi çeşitli konularda bilgilendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2025 yılının aile yılı ilan edilmesi, aile yapısının güçlendirilmesine verilen önemin göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu çerçevede Edirne'de aileler ve çocukları arasında sağlıklı iletişim kurma ve geleceğe yönelik adımlara ilişkin faydalı bilgilerin paylaşıldığı önemli bir seminer düzenlendi.
Halk Eğitim Merkezi'nde düzenlenen seminere Edirne Valisi Yunus Sezer'in eşi Canan Sezer, İl Emniyet Müdürü Muhittin Ayhan'ın eşi Canan Ayhan, SODAM Müdürü Tezcan Fidan ile eşi Melike Fidan, vali yardımcılarının eşleri, Figen Zehin, Hilal Ciğerci, Edirne 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı olarak atanan Tuğgeneral Yüksel Kolcu'nun Eşi Ayten Kolcu, mahalle muhtarları, okul yöneticileri, öğretmenler ve vatandaşlar katıldı.
Seminerde konuşmacı olarak yer alan ve sunum yapan Psikolojik Danışman- Eğitmen Mehmet Hilmi Eren, çocukların eğitim sürecinde ailenin rolü, sağlıklı iletişim ve bilinçli ebeveynlik konularını ele alarak aileleri bilgilendirdi.
Her çocuğun içinde bir yetenek ve bir cevher, bir kapasite olduğun dikkat çeken Eren, bu cevherin ev ortamında artırılabileceğini ve ebeveynlerin sosyal, duygusal ve zihinsel gelişime katkı sunabileceğini söyledi.
Çocukların zeka gelişimi ile ilgili bilgilere de yer veren Eren, 'Sıfır atık projesi çok gündemde ya, sıfır atık diyoruz. Ama zihinlerdeki sıfır atık da çok önemli. Hep heba edilen peynirlerden, çöpe giden ekmeklerden bahsediyoruz; bu güzel. Ama bir de heba edilen yetenekler ve kapasiteler var. Bugün bu salondaki aileler buradan ayrıldıktan sonra 'Aslında ben çocuğum için şunları yapabilirim ve onun kapasitesini de geliştirebilirim' duygusunu yaşarsa, ben bahtiyar olacağım' ifadelerine yer verdi.
Dil gelişimi ile zekanın paralel olduğuna değinen Eren, 'Çocukların sözcük dağarcığında ne kadar çok kelime haznesi varsa, zeka gelişimi de o kadar iyidir. Bu yüzden daha okul öncesi dönemde, bebeklikten itibaren çocuklarımızla iletişim kurarken bolca diyalog kurmak, konuşmak gerekir' dedi.
'Çocuğa 3 yaşından önce telefon-tablet vermek en büyük kötülüktür'
Son 20–25 yıl içerisinde bazı engel türlerinde yüzde 800 ila yüzde bin 200 arasında olduğuna dikkat çeken Eren, 'Bunun temeline indiğimizde, maalesef son yıllarda sokaklarda gördüğünüz bebek arabalarında telefon tutamakları var. Restoranlarda, kafelerde, mama sandalyelerinde telefon tutamaçları var. Annesiyle sokağa çıkan bebek, bebek arabasında ağaca, çiçeğe, böceğe bakacağına telefondan çizgi film izliyor. Yapmayın, yaptırmayın. Etrafınızdakileri de kibarca, nazikçe uyarın.Özellikle altını çizerek söylüyorum: 3 yaşından önce çocuğa telefon, tablet ve televizyondan bir şeyler izletmek; 'İngilizceye bebeklikten itibaren alışsın, kulak dolgunluğu olsun' gibi yalan yanlış düşüncelerle ekrana maruz bırakmak, çocuğa yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir. Bu yaştan sonra olabilir. Buradaki kritik nokta şudur: Ne kadar izliyor ve neye bakıyor? Önceliğimiz varsa klavyeli, masum şeyler; sonra dokunmatik şeyler; sonra sadece izleyebileceği şeyler olmalıdır. Ama 3 yaşından önce lütfen ekrandan uzak tutmaya özellikle hassasiyet gösterin. Karşımda ağlayan yüzlerce anne ve babayı görmüş biri olarak söylüyorum. Hepsine de soruyorum: 'Küçüklükte ekran var mıydı? Mama verirken izletiyor muydunuz?' Evet diyorlar. Bunun tehlikesini size burada hatırlatmak istiyorum' şeklinde konuştu.