407 yıllık gelenek yaşatıldı

Osmanlı döneminde başlayan ve 7 yıldır tekrar edilen 407 yıllık gelenek Darül Hadis camiinde yaşatıldı.

TAKİP ET
Osmanlı döneminde başlayan ve 7 yıldır tekrar edilen 407 yıllık gelenek Darül Hadis camiinde yaşatıldı.

Edirne Darülhadis camiinde 407 yıllık gelenek yaşatıldı. Duaların okunduğu, hatiplerin indirildiği bu özel günde 2000 kişilik pilav dağıtımı da yapıldı. Gelenek ile ilgili bilgi veren Camii imamı Mahmut , "Sultan 2. Murat cami inşatı başladığı zaman şarta bağlamış ve 30 istihdam edilmesini istemiş ve hafızlara 3'er akçe günlük verilmesini söylemiş. Hafızların usulüne uygun olarak yıl içinde 1001 hatip okuması sağlanmış ve 1903 büyük Edirne yangınına kadar bu gelenek devam etmiş. Göreve geldiğimizde biz baktık ki çok ziyaretçi geliyor. Araştırdık ve böyle bir geleneğin olduğunu öğrendik. 7 yıl önce de geleneği tekrar başlattık. Hemen aslına döndürdük. Hatipleri gelenler okuyor, Regaip kandili günü ise hocalarımız 100 hatip okuyor. Bunun yanında dualardan sonra Edirneli hayırseverlerin katkısı ile pilav dağıtımı yapıyoruz. Atalarımızdan gelen bu geleneği geleceğe çok daha iyi taşımak istiyoruz" dedi.

İZDİHAM ÇIKTI

Namazdan sonra hayırseverlerin verdiği maddi destekle yaptırılan 2 bin kişilik etli pilav ve ayran dağıtımına geçildi. Kadın ve erkekler için ayrı yerlerde dağıtım yapıldı. Dağıtımda kadınlar bölümünde izdiham oldu. Dağıtım yapanların çevresinde toplanan ve uzun kuyruklar oluşturan yüzlerce kadın, bir anda etli pilav ve ayrandan almak isteyince ezilme tehlikesi geçirenler oldu

TARİHÇESİ

Darülhadis Camiinin ilk başta sadece Medrese mi, yoksa camili bir medrese mi olarak yaptırıldığı tartışma konusudur.

2.Murat'ın Tunca Nehri kıyısında, Germe Kapı Caddesinde 1435 tarihinde yaptırdığı Darülhadis Cami'nin ilk başta sadece Medrese mi, yoksa camili bir medrese mi olarak yaptırıldığı tartışma konusudur. (94) Başta Enisü'l Müsamirin olmak üzere bazı kaynaklar müstakil medrese olarak inşa edildi deselerde cümle kapısı üzerindeki yazılar caminin de, ilk inşaattan bu yana varolduğunu göstermektedir.

Kapı üzerinde mermere boya ile yazılmış satır şöyle der; "Bu, büyük sultan, yüce padişahlar padişahı, yücelerden desteklenen, düşman krallara muzaffer, adalet ve ihsanın gözeticisi, güven kanatlarını en kemal iman üzere yayan, sultan oğlu sultan, fethin babası -saltanat sancakları daim olsun. Devleti devamlı yaşasın- Bayezid Han oğlu Mehmet Han oğlu Murad Han'ın cami-i şerifidir. Sekiz yüz otuz sekiz yılının Şaban ayının yirmi üçünde yazıldı. (M.1434) (100) (101) (102)

Caminin adından da anlaşılacağı üzere, yapılış amaçlarından biri de, bir Hadis Okulu kurmaktı. Rivayet edildiğine göre, Edirne Kalesinin Kerme Kapı Caddesi denilen tenha ve terkedilmiş bir bölgesine, bir kış sabahı daha gün doğmadan önce inşaat ustaları toplanmaya başlamış. Bu durumu gören halk da merakla olacakları seyretmeye koyulmuştu. Az sonra Sultan 2.Murat'ta buraya teşrif etmesin mi ? Kurbanlar kesilmiş, dualar okunmuş, çevredeki herkese ihsanlar dağıtılmış ve bizzat padişah tarafından bu ücra mekana bir temel taşı konulmuş.

Sonrasında büyük bir hızla inşaat başlamıştı. Merakla oraya toplanan Edirneliler olayın detaylarını sonradan öğrenmişler. Meğer gece Sultan Murad rüyasında Peygamber Efendimizi (SAV) görmüş. Hz.Peygamber kendisinden, bu mekanda bir Darülhadis inşa etmesini istemiş. Hz. Muhammed (SAV) ve ona ait her şeye düşkün her Osmanlı gibi Sultan Murad'ta bu emri hiç geciktirmeden ye¬rine getirmek için hemen rüyayı gördüğü uykudan uyanır uyanmaz inşaat hazırlıklarına başlanmasını emretmiş ve buraya ilk temel taşını da kendi elleri ile koymuş.

Bu rivayetten yola çıkan halk, dünya üzerinde, yapılan duanın kabul derecesi bakımından en önemli yerlerden birinin de Darülhadis Camii olduğunu söylerler. Hatta Edirne'ye ikinci Kabe diyenler de vardır ki bu söylem, hem Darülhadis Caminin, hem de Selimiye Caminin Peygamber Efendimiz (SAV) 'in işareti ile yapılmış olmasındandır. (104) Bugün ne yazık ki ayakta olmayan Camiye ait hadis medresesinin, caminin sağ ve sol taraflarında olduğu sanılıyor. Rıfat Osman Beyin söylediğine göre 1920'li yıllarda çıkan bir yangın sonrasında medreseler tamamen ortadan kalkmış. Bu aktarımdan yola çıkarak Medreselerin caminin arkasında olduğunu anlıyoruz. Çünkü bugün de varolan ve caminin önünden geçen yol o yıllarda da vardı.

Bugün Topkapı Sarayında bulunan camiye ait vakfiyeden öğrendiğimize göre geliri Darülhadis'e bağışlanan vakıflarda bir hayli çoktur. Edirne içinde bulunan tam 188 tane dükkan, 20 oda, 2 fırın, 3 ev, bir çarşı, 2 köy bu caminin vakıfları arasındaydı. Vakıflarındaki zenginlikten de anlıyoruz ki, bugün ne yazık ki küçücük bir mahalle mescidi görünümünde olan bu yapı, döneminin en büyük ilim merkezlerinden biri durumundaydı.

Darülhadis Cami haziresinde birçok önemli kişinin yattığı bilinse de zaman içerisinde birçoğunun yeri kaybolmuştur. Cami arka bahçesinde biri açık diğeri kapalı iki adet şehzadeler türbesi vardır.

Bakmadan Geçme