Adli yıl törenle başladı

Baro Başkanı Av. Yıldırım, “ Bu gidişle ülkemizin kanunlarına tabi olan yabancılar, ithal hakim ve savcı talebinde bulunurlarsa şaşırmamak gerekir.”

Adli yıl törenle başladı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 
 
Adli yıl törenle başladı. Adli Yılın başlaması dolayısıyla Edirne’deki savcılar, hakimler ve avukatlar, Atatürk Anıtı önünde toplanıp çelenk koydu.
Baro Başkanı Özgür Yıldırım, saygı duruşunun yapılması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından yaptığı konuşmada, Anayasa Uzlaşma Komisyonunda yer alan siyasi partilerin ‘yabancı avukatlık kuruluşları, karşılıklılık ilkesine bağlı olarak ancak yabancı hukuk ve milletlerarası hukuk konularında danışmanlık hizmeti verebilirler’ hükmünde uzlaştıklarını söyledi.
Böylelikle, yabancı avukatlık ortaklıkları ve şirketleri Anayasal güvence altına alınmak istenmekte olduğunu ifade eden Yıldırım, “Yabancıların mal edinmesine ilişkin yasayla kıyı şeritlerimiz ve pek çok yerdeki taşınmaz yabancı sermayenin eline geçmiştir. Ayrıca, birçok sektör de yabancı sermayenin eline geçerek milli kimlikten uzaklaşmıştır. Bu kez de kamu görevi olan yargının kurucu unsuru kutsal mesleğimiz yabancılaştırılmaya çalışılmaktadır. Bu gidişle ülkemizin kanunlarına tabi olan yabancılar, ithal hakim ve savcı talebinde bulunurlarsa şaşırmamak gerekir.” dedi.
Bu yanlıştan bir an evvel dönülmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
Çünkü adalet mülkün temelidir ve adalet mekanizmasında yabancılara yer yoktur.
Avukatların yaka paça adliyelerden çıkartılması aslında halkımızın adliyelerden çıkartılmasıdır. Çünkü, avukatlar, halkın hak arama özgürlüğünün temsilcileridir.
Hazırlanan fezlekelerle barolara leke sürülmeye çalışılmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti polis devleti değildir.
Bir ülkede sık sık kanunlar değişiyorsa, cezaların alt ve üst sınırlarıyla oynanarak üzeri örtülü aflar çıkartılıyorsa o ülke hukuk devleti olmaktan çıkar. Kanunlarla değil, düzenlemelerle yönetilen bir devlet haline gelir. Hukuk Devleti değil, düzenleme devleti olur. Böyle devletlerde, idarenin keyfi uygulamaları neticesinde suçlular, ellerini kollarını sallayarak ülke dışına çıkar hale gelirler. Halkın da adalete olan güven duygusu sarsılır.
Hukukun üstünlüğünün egemen olması ve adalete olan güven duygusunun sarsılmaması için, yargı tarafından denetlenen yasama ve yürütme organları temsilcilerinin yargıyla olan doğrudan ve dolaylı tüm ilişkilerinin kesilmesi, yargıyla aralarına kalın bir duvar örülmesi ve bu duvarın da Anayasal güvence altına alınması gerekir. Yargı temsilcilerinin olduğu yerde yasama ve yürütme temsilcilerinin yeri yoktur. Bunun gerçekleşmesi için de halkın bu noktada bilinçlenmesi gerekmektedir. Bu görev de tüm hukukçulara aittir.
Palaların değil, adaletin kılıcının keskin olması dileğiyle yeni adli yılın hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim.”